kedi parfümü petshop

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

“PARTİLİ BÜYÜKELÇİLER, TÜRK DİPLOMASİ GELENEKLERİNE DARBEDİR”

SİYASET 03.08.2017 - 16:40, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:16
 

“PARTİLİ BÜYÜKELÇİLER, TÜRK DİPLOMASİ GELENEKLERİNE DARBEDİR”

CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MAHMUT TANAL:Türk diplomasisi, yurtdışı temsilcilerimiz bugüne kadar hep Türkiye Cumhuriyeti Devletini gözeten, ülke değerlerimizi diplomasinin üzerinde tutan, dünya gözünde ülkenin değerini karizmatik imajını, arttıran, belirleyen ve koruyan devletin onurlu hizmet insanlarıdır.

Türk diplomasisi, yurtdışı temsilcilerimiz bugüne kadar hep Türkiye Cumhuriyeti Devletini gözeten, ülke değerlerimizi diplomasinin üzerinde tutan, dünya gözünde ülkenin değerini karizmatik imajını, arttıran, belirleyen ve koruyan devletin onurlu hizmet insanlarıdır. Diplomaside normal şartlarda diplomatların, büyükelçi olarak atanması esastır. İstisnai durumda ise diplomat olmayan bazı şahısların görevlere getirildiği görülmüştür. Ancak bu istisna gerçekten hak ettiğine inanılan bir isim için yapılır. Geçmişte 1970’lerde MİT Müsteşarı olan Mehmet Fuat Doğu 1973-78 arası Portekiz Büyükelçisi olarak atanmıştı. İstisnai isimlerde ise esas olarak aranan ülke bütünlüğüne bağlılık ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık aranır. Diplomaside genel geçer bir kural vardır. Diplomatlar da bilir ki Türk diplomatları, talimatları Atatürk’ten alır. Bu söz neden söylenmiştir? Hükümetler gelir, hükümetler gider. Ancak hükümetler değişse de Türkiye’nin temel çıkarları ve temel dış politika tercihleri değişmez. Temel tercihler de ulu önder Atatürk zamanında netleştirilen tercihlerdir. Dışişleri Bakanlığının Yaz Kararnamesi’nde yayınlanan isimlere baktığımızda tayinlerin hiç de büyükelçi kriterlerine uygun seçilmediğini görüyoruz. Büyükelçi olmak için öncelikle diplomat olmak gerekmektedir. Sırası ile Ataşelik, 3. Katiplik, 2. Katiplik, Başkatiplik ve Başkonsolosluk görevlerini başarı ile yerine getirdikten sonra elçilik ve büyükelçilik yolu açılır. Peki, Merve Kavakçı’ya büyükelçilik yolu nasıl açılmıştır? Daha geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşlığını alan, bir cemaat liderinin ayaklarının dibinde fotoğrafı olan Sayın Kavakçı, Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl temsil edecektir? AKP Şanlıurfa Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Abdülkadir Emin Önen, Pekin’e Büyükelçi olarak atanmıştır. Kendisinin özgeçmişine göz attığımızda Çin ile tek bağlantısının, Çin Halk Cumhuriyeti'nde ithalat ve ihracat alanında faaliyet gösteren Danışmanlık Şirketi kurmuş olmasını görebildik. Bu yeterli bir kriter midir? Bu mantıkla her çekik gözlü gayet Pekin Büyükelçisi olabilir. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e en yakın isimlerden olan, AKP'nin eski Eskişehir vekili Murat Mercan da kararname ile Tokyo'ya atandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak, Kuveyt Büyükelçiliği’ne atandı. TBMM eski Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu, Suudan Hartum’a Büyükelçi olarak atandı. Anayasamızın Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı başlıklı 70. Maddesi der ki: “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Ancak Büyükelçilik kararnamesinde liyakatten çok particilik ve bunun sonucu olarak itaat aranmaktadır. Bu listedeki isimler gösteriyor ki hazırlanan Büyükelçi listesi değil AKP’nin dış ilişkiler temsilcileridir.Atanan isimlerin tek ortak özelliklerinin, yolunun AKP’den geçmiş olmasını veya hala AKP bünyesinde olduklarını görüyoruz. Büyükelçi atamalarının tek kriterinin partili olarak belirlenmesi, Türk diplomasisi geleneklerine vurulmuş bir darbedir. Atanan isimler, liyakatin yeterince gözetilmediğinin, dünya görüşü ve Atatürk ilkelerine bağlı olma kurallarının hiçe sayıldığının kanıtıdır. Türk diplomasisinin mottosu Yurtta Sulh Cihan’da Sulh’tur. Böyle bir geleneğe sahip ülkenin diplomatları saygın, kaliteli, engin diplomatik tecrübeye ve bilgiye sahip olmalıyken, son büyükelçi listesi ile dış politika temsilcileri siyasileştirilmiştir. AKP’nin Ahmet Davutoğlu dönemiyle başlayan Türk dış politikasındaki kötü gidişatımız hızla yokuş aşağı, freni bozuk kamyon gibi ilerlemektedir. Bu gidişata derhal bir son verilmeli, ülkenin imajı aciliyetle kurtarılmalıdır. Ülkemizin imajını ve dünya gözündeki saygısını AKP’ye asla teslim etmeyeceğiz. 
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MAHMUT TANAL:Türk diplomasisi, yurtdışı temsilcilerimiz bugüne kadar hep Türkiye Cumhuriyeti Devletini gözeten, ülke değerlerimizi diplomasinin üzerinde tutan, dünya gözünde ülkenin değerini karizmatik imajını, arttıran, belirleyen ve koruyan devletin onurlu hizmet insanlarıdır.

Türk diplomasisi, yurtdışı temsilcilerimiz bugüne kadar hep Türkiye Cumhuriyeti Devletini gözeten, ülke değerlerimizi diplomasinin üzerinde tutan, dünya gözünde ülkenin değerini karizmatik imajını, arttıran, belirleyen ve koruyan devletin onurlu hizmet insanlarıdır.

Diplomaside normal şartlarda diplomatların, büyükelçi olarak atanması esastır. İstisnai durumda ise diplomat olmayan bazı şahısların görevlere getirildiği görülmüştür. Ancak bu istisna gerçekten hak ettiğine inanılan bir isim için yapılır. Geçmişte 1970’lerde MİT Müsteşarı olan Mehmet Fuat Doğu 1973-78 arası Portekiz Büyükelçisi olarak atanmıştı. İstisnai isimlerde ise esas olarak aranan ülke bütünlüğüne bağlılık ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık aranır.

Diplomaside genel geçer bir kural vardır. Diplomatlar da bilir ki Türk diplomatları, talimatları Atatürk’ten alır. Bu söz neden söylenmiştir? Hükümetler gelir, hükümetler gider. Ancak hükümetler değişse de Türkiye’nin temel çıkarları ve temel dış politika tercihleri değişmez. Temel tercihler de ulu önder Atatürk zamanında netleştirilen tercihlerdir.

Dışişleri Bakanlığının Yaz Kararnamesi’nde yayınlanan isimlere baktığımızda tayinlerin hiç de büyükelçi kriterlerine uygun seçilmediğini görüyoruz. Büyükelçi olmak için öncelikle diplomat olmak gerekmektedir. Sırası ile Ataşelik, 3. Katiplik, 2. Katiplik, Başkatiplik ve Başkonsolosluk görevlerini başarı ile yerine getirdikten sonra elçilik ve büyükelçilik yolu açılır. Peki, Merve Kavakçı’ya büyükelçilik yolu nasıl açılmıştır? Daha geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşlığını alan, bir cemaat liderinin ayaklarının dibinde fotoğrafı olan Sayın Kavakçı, Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl temsil edecektir?

AKP Şanlıurfa Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Abdülkadir Emin Önen, Pekin’e Büyükelçi olarak atanmıştır. Kendisinin özgeçmişine göz attığımızda Çin ile tek bağlantısının, Çin Halk Cumhuriyeti'nde ithalat ve ihracat alanında faaliyet gösteren Danışmanlık Şirketi kurmuş olmasını görebildik. Bu yeterli bir kriter midir? Bu mantıkla her çekik gözlü gayet Pekin Büyükelçisi olabilir.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e en yakın isimlerden olan, AKP'nin eski Eskişehir vekili Murat Mercan da kararname ile Tokyo'ya atandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak, Kuveyt Büyükelçiliği’ne atandı. TBMM eski Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu, Suudan Hartum’a Büyükelçi olarak atandı.

Anayasamızın Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı başlıklı 70. Maddesi der ki: “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Ancak Büyükelçilik kararnamesinde liyakatten çok particilik ve bunun sonucu olarak itaat aranmaktadır. Bu listedeki isimler gösteriyor ki hazırlanan Büyükelçi listesi değil AKP’nin dış ilişkiler temsilcileridir.Atanan isimlerin tek ortak özelliklerinin, yolunun AKP’den geçmiş olmasını veya hala AKP bünyesinde olduklarını görüyoruz. Büyükelçi atamalarının tek kriterinin partili olarak belirlenmesi, Türk diplomasisi geleneklerine vurulmuş bir darbedir. Atanan isimler, liyakatin yeterince gözetilmediğinin, dünya görüşü ve Atatürk ilkelerine bağlı olma kurallarının hiçe sayıldığının kanıtıdır. Türk diplomasisinin mottosu Yurtta Sulh Cihan’da Sulh’tur. Böyle bir geleneğe sahip ülkenin diplomatları saygın, kaliteli, engin diplomatik tecrübeye ve bilgiye sahip olmalıyken, son büyükelçi listesi ile dış politika temsilcileri siyasileştirilmiştir. AKP’nin Ahmet Davutoğlu dönemiyle başlayan Türk dış politikasındaki kötü gidişatımız hızla yokuş aşağı, freni bozuk kamyon gibi ilerlemektedir. Bu gidişata derhal bir son verilmeli, ülkenin imajı aciliyetle kurtarılmalıdır. Ülkemizin imajını ve dünya gözündeki saygısını AKP’ye asla teslim etmeyeceğiz. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber380.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.