kedi parfümü petshop

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler virginiawinefestival.org/ onwin deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

TÜRKİYE'NİN ÜNLÜ YILDIZLARININ HİÇ GÖRMEDİĞİNİZ ÇOCUKLUK HALLERİ

SANAT 17.11.2017 - 18:49, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:16
 

TÜRKİYE'NİN ÜNLÜ YILDIZLARININ HİÇ GÖRMEDİĞİNİZ ÇOCUKLUK HALLERİ

İşte o küçük kızın ve kendisi gibi çok da varlıklı olmayan ailelerden gelip şimdi gösterişli yaşamlar süren ünlülerin başarı öyküleri...

.KİBARİYE Asıl adı Bahriye Tokmak olan Kibariye, Manisa'nın Akhisar ilçesinde doğdu. O da fakir bir ailenin kızıydı. Hatta okuma yazmayı bile çok sonraları öğrenecekti. Onun meslek yaşamı 1974 yılında İzmir'in pavyonlarında başladı. Henüz 19 yaşındayken ilk eşi Tunay Ürek ile evlendi. 1980'lerde İzmir sahnelerinde çalışan Kibariye, o yıllarda İzmir Fuarı'na gelen tüm sanatçıların dikkatini çekti. Bunlar arasında Muzaffer Özpınar da vardı. Ünlü bestekar, sanatçıyı o zamanlar İstanbul'da Stardust gazinosunu çalıştıran Turgut Akyüz'e anlattı. Akyüz; Kibariye'yi dinlemek isteyince de Kibariye İstanbul'a geldi.Sesi o kadar etkileyiciydi ki Kibariye Stardust Gazinosu'nda sahne almaya başladı. Onu bugünkü şöhretine taşıyan ise 1981'in yılbaşı gecesinde TRT Televizyonu'na çıkması oldu. Söylediği Kim Bilir adlı şarkı bir anda dillere düştü. Kibariye'nin yorumu bir döneme damgasını vuran Ümmü Gülsüm adlı şarkıcıyla bile kıyaslandı. Doğallığı ve güçlü yorumuyla kısa sürede geniş bir kitlenin sevdiği sanatçılardan biri oldu Kibariye. Kibariye için yoksulluk içinde geçen günler çok gerilerde kaldı. MUAZZEZ ERSOY           Hatice Yıldız Levent ya da herkesin bildiği adıyla Muazzez Ersoy da İstanbul Kasımpaşa'da fakir bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Babası şofördü annesi de ailesine katkıda bulunmak için Cibali'deki Tekel fabrikasında çalışıyordu.Çocukluğu Cibali'de annesinin çalıştığı fabrika ile Kasımpaşa sokaklarında geçti küçük Yıldız'ın. Müziğe ilgisi daha o yaşlardan bellidir. Dayısının Almanya'dan getirdiği pikaptan dönemin ünlü şarkıcılarını dinler ve ailesini küçük konserler verir Yıldız genç yaşında bir oto tamircisine gönül verir ve yaşı tutmasa da onunla evlendi. Ama uzun sürmedi bu evlilik. Küçük oğluyla birlikte Kasımpaşa'daki baba evine döndü genç kadın.     Babasına yük olmamak için de Beyoğlu'nda bir kozmetik dükkanında tezgahtarlık yapmaya başladı. O kadar fakirlerdi ki ayakkabıları delindiğinde yenisini alamazdı. Babası içine kartondan parçalar kesip koyar ve böylece ayaklarını soğuktan korumaya çalışırdı.İşte o günlerde hayatının gidişatını değişterecek kararı verdi Yıldız Levent. Maaşından elinde kalan parayı biriktirip Nişantaşı Müzik Eğitim Merkezi'nde ders almaya başladı.Onun hayatını değiştiren ise Gaziosmanpaşa'daki Kumbasar adlı kulüpte çalışmaya başlaması olur. Gelin olduğunda babasının ona taktığı iki bileziği bozdurup diktirdiği iki tuvaletle sahneye çıktı orada. Daha sonra da çalıştığı Yenikapı'daki Pembe Köşmk Gazinosu'nda ünlü bir yapımcının dikkatini çekti ve bugünün nostalji kraliçesi olma yolunda ilk adımı attı. YILDIZ TİLBE Güçlü sesi, kendine özgü yorumu ve hatta eşi benzeri olmayan dansları ile bugün Türkiye'nin tanınmış yıldızlarından biri Yıldız Tilbe.. Onun hayat hikayesi ise kelimenin tam anlamıyla bir Yeşilçam filmi senaryosu gibi...İzmir'in gecekondu semtlerinden birinde yaşayan fakir bir ailenin kızıydı Tilbe.. Annesinin bir bakkal dükkanı varmış.. Ama evlerinde ne elektrik varmış ne televizyon ne de buzdolabı. Derslerini mum ışığında ya da gaz lambasında çalışırlarmış. O güç koşullarda bile her zaman şarkı söylermiş Tilbe. Bu tutkusu ona gelecekteki kariyerinin kapılarını açmış. Erken yaşta bir evlilik yapmış Tilbe. Bir kız çocuğu sahibi olmuş.. Ama evlilik uzun sürmemiş.. Kızı ile bir başına kalakalmış Tilbe. Ne iş bulduysa yapmış.. Pazarlamacılık, tezgahtarlık, dikiş atölyelerinde iplik temizlikçiliği, çocuk bakıcılığı bunlardan bazıları. Sonra da bir pavyonda şarkı söylemeye başlamış Tilbe.. Mikrofonu eline aldığında yıl 1990'dı. Onun hayatını Sezen Aksu ile tanıştığı an değiştirdi. Aksu'nun İzmir Fuarı için kentte bulunduğu bir sırada Tilbe ünlü sanatçının konser afişlerini görür. İşi gier konseri izlemek için. Ama pavyona gidip çalışmak zorundadır.Akşam tam sahneye çıkmak üzereyken komilerden biri gelip Tilbe'nin heyecandan kanını donduran haberi verir: "Sezen Aksu burada.. " İşte Tilbe'nin öyküsünün bundan sonrası tam da Yeşilçam filmleri gibi.. Tilbe'nin sesini dinleyen Aksu, ona vokalisti olmasını teklif eder.. Ondan sonra da Tilbe'yi bugünlere getirecek yol açılmış olur. SEDA SAYAN Seda Sayan'ın hikayesi de Tilbe'ninkinin biraz farklı bir versiyonu. İstanbul Kadırğa'da 11 ailenin oturduğu, avlusu, tuvaleti ortak gecekondulardan birinde doğup büyüdü asıl adı Aysel Gürsaçar olan Seda Sayan. O kadar fakirdi ki ailesi ilkokula giderken babası ona önlük ve çanta parasını bile zorla denkleştirdi. Babası alkolik olduğu ve düzenli çalışmadığı için pek çok şey içinde kalmış Sayan'ın... Tıpkı pek çok kişinin sahip olduğu aile albümü gibi. O günleri bir söyleşisinde "Paramız olmadığı için fotoğraf çektiremezdik. Bu yüzden albümümüz de olmazdı" diye anlatmıştı Sayan.Onun müziğe olan yeteneğini de ilkokul öğretmeni Muazzez Karipçin fark etmiş. Sayan'ın annesini çağırıp küçük kızın müziğe yetenekli olduğunu konservatuara gönderilmesinin iyi olabileceğini söylemiş.. Ama yiyecek ekmeği bile zor alan bir ailenin kızı için konservatuara gitmek bir hayalden öteye gidememiş uzun bir süre.Bunun üzerine öğretmeni elinden tutup İstanbul Radyosu'ndaki Ses Yarışması'na götürmüş Sayan'ı. Ama başarılı olamamış.. Günlerce ağlamış küçük kız bu hezimetin ardından. Ama küçük kız ünlü olmayı ve müzik ile yaşamayı öylesine kafasına koymuştur ki günün birinde evinden kaçar. Henüz 15 yaşındaymış o zamanlarda.. Yanında da Ümit adlı bir kız arkadaşı. İki kafadar geceyi Fındıkzade'de bir apantman boşluğunda geçirmiş... O sırada ailesi polise başvurmuş ünlü sanatçının. O da sonunda çareyi karakola teslim olmakta bulmuş.Düğün salonlarında da şarkı söyleyen Sayan daha sonra tavernada şarkı söylemeye başlamış. Onu dinleyen birisi Turgut Akyüz'e tavsiye etmiş. Bunun sonunda o dönemin en ünlü eğlence yerlerinden biri olan Stardust'ta çalışmaya başlamış Sayan. Daha sonra Kamacı'da,sonra da Gülizar Gazinosu'nda. Daha sonra Yeşilçam'a adım atmış. Gülizar Gazinosu'nda çalışırken Seda Sayın adını kullanmış önceleri. Sonra da Adını Seda Sayan olarak değiştirmiş.Sözün kısası Sayan'ın bu günlere gelmesi hiç de kolay olmamış. Haberler .com            
İşte o küçük kızın ve kendisi gibi çok da varlıklı olmayan ailelerden gelip şimdi gösterişli yaşamlar süren ünlülerin başarı öyküleri...

.KİBARİYE

Asıl adı Bahriye Tokmak olan Kibariye, Manisa'nın Akhisar ilçesinde doğdu. O da fakir bir ailenin kızıydı. Hatta okuma yazmayı bile çok sonraları öğrenecekti. Onun meslek yaşamı 1974 yılında İzmir'in pavyonlarında başladı. Henüz 19 yaşındayken ilk eşi Tunay Ürek ile evlendi. 1980'lerde İzmir sahnelerinde çalışan Kibariye, o yıllarda İzmir Fuarı'na gelen tüm sanatçıların dikkatini çekti. Bunlar arasında Muzaffer Özpınar da vardı. Ünlü bestekar, sanatçıyı o zamanlar İstanbul'da Stardust gazinosunu çalıştıran Turgut Akyüz'e anlattı. Akyüz; Kibariye'yi dinlemek isteyince de Kibariye İstanbul'a geldi.Sesi o kadar etkileyiciydi ki Kibariye Stardust Gazinosu'nda sahne almaya başladı. Onu bugünkü şöhretine taşıyan ise 1981'in yılbaşı gecesinde TRT Televizyonu'na çıkması oldu. Söylediği Kim Bilir adlı şarkı bir anda dillere düştü. Kibariye'nin yorumu bir döneme damgasını vuran Ümmü Gülsüm adlı şarkıcıyla bile kıyaslandı.

Doğallığı ve güçlü yorumuyla kısa sürede geniş bir kitlenin sevdiği sanatçılardan biri oldu Kibariye. Kibariye için yoksulluk içinde geçen günler çok gerilerde kaldı.

MUAZZEZ ERSOY

 
 
 
 
 
Hatice Yıldız Levent ya da herkesin bildiği adıyla Muazzez Ersoy da İstanbul Kasımpaşa'da fakir bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Babası şofördü annesi de ailesine katkıda bulunmak için Cibali'deki Tekel fabrikasında çalışıyordu.Çocukluğu Cibali'de annesinin çalıştığı fabrika ile Kasımpaşa sokaklarında geçti küçük Yıldız'ın. Müziğe ilgisi daha o yaşlardan bellidir. Dayısının Almanya'dan getirdiği pikaptan dönemin ünlü şarkıcılarını dinler ve ailesini küçük konserler verir
Yıldız genç yaşında bir oto tamircisine gönül verir ve yaşı tutmasa da onunla evlendi. Ama uzun sürmedi bu evlilik. Küçük oğluyla birlikte Kasımpaşa'daki baba evine döndü genç kadın.
 
 
Babasına yük olmamak için de Beyoğlu'nda bir kozmetik dükkanında tezgahtarlık yapmaya başladı. O kadar fakirlerdi ki ayakkabıları delindiğinde yenisini alamazdı. Babası içine kartondan parçalar kesip koyar ve böylece ayaklarını soğuktan korumaya çalışırdı.İşte o günlerde hayatının gidişatını değişterecek kararı verdi Yıldız Levent. Maaşından elinde kalan parayı biriktirip Nişantaşı Müzik Eğitim Merkezi'nde ders almaya başladı.Onun hayatını değiştiren ise Gaziosmanpaşa'daki Kumbasar adlı kulüpte çalışmaya başlaması olur. Gelin olduğunda babasının ona taktığı iki bileziği bozdurup diktirdiği iki tuvaletle sahneye çıktı orada. Daha sonra da çalıştığı Yenikapı'daki Pembe Köşmk Gazinosu'nda ünlü bir yapımcının dikkatini çekti ve bugünün nostalji kraliçesi olma yolunda ilk adımı attı.
YILDIZ TİLBE
Güçlü sesi, kendine özgü yorumu ve hatta eşi benzeri olmayan dansları ile bugün Türkiye'nin tanınmış yıldızlarından biri Yıldız Tilbe.. Onun hayat hikayesi ise kelimenin tam anlamıyla bir Yeşilçam filmi senaryosu gibi...İzmir'in gecekondu semtlerinden birinde yaşayan fakir bir ailenin kızıydı Tilbe.. Annesinin bir bakkal dükkanı varmış.. Ama evlerinde ne elektrik varmış ne televizyon ne de buzdolabı. Derslerini mum ışığında ya da gaz lambasında çalışırlarmış. O güç koşullarda bile her zaman şarkı söylermiş Tilbe. Bu tutkusu ona gelecekteki kariyerinin kapılarını açmış.
Erken yaşta bir evlilik yapmış Tilbe. Bir kız çocuğu sahibi olmuş.. Ama evlilik uzun sürmemiş.. Kızı ile bir başına kalakalmış Tilbe. Ne iş bulduysa yapmış.. Pazarlamacılık, tezgahtarlık, dikiş atölyelerinde iplik temizlikçiliği, çocuk bakıcılığı bunlardan bazıları.

Sonra da bir pavyonda şarkı söylemeye başlamış Tilbe.. Mikrofonu eline aldığında yıl 1990'dı. Onun hayatını Sezen Aksu ile tanıştığı an değiştirdi. Aksu'nun İzmir Fuarı için kentte bulunduğu bir sırada Tilbe ünlü sanatçının konser afişlerini görür. İşi gier konseri izlemek için. Ama pavyona gidip çalışmak zorundadır.Akşam tam sahneye çıkmak üzereyken komilerden biri gelip Tilbe'nin heyecandan kanını donduran haberi verir: "Sezen Aksu burada.. " İşte Tilbe'nin öyküsünün bundan sonrası tam da Yeşilçam filmleri gibi.. Tilbe'nin sesini dinleyen Aksu, ona vokalisti olmasını teklif eder.. Ondan sonra da Tilbe'yi bugünlere getirecek yol açılmış olur.

SEDA SAYAN

Seda Sayan'ın hikayesi de Tilbe'ninkinin biraz farklı bir versiyonu. İstanbul Kadırğa'da 11 ailenin oturduğu, avlusu, tuvaleti ortak gecekondulardan birinde doğup büyüdü asıl adı Aysel Gürsaçar olan Seda Sayan. O kadar fakirdi ki ailesi ilkokula giderken babası ona önlük ve çanta parasını bile zorla denkleştirdi. Babası alkolik olduğu ve düzenli çalışmadığı için pek çok şey içinde kalmış Sayan'ın... Tıpkı pek çok kişinin sahip olduğu aile albümü gibi. O günleri bir söyleşisinde "Paramız olmadığı için fotoğraf çektiremezdik. Bu yüzden albümümüz de olmazdı" diye anlatmıştı Sayan.Onun müziğe olan yeteneğini de ilkokul öğretmeni Muazzez Karipçin fark etmiş. Sayan'ın annesini çağırıp küçük kızın müziğe yetenekli olduğunu konservatuara gönderilmesinin iyi olabileceğini söylemiş.. Ama yiyecek ekmeği bile zor alan bir ailenin kızı için konservatuara gitmek bir hayalden öteye gidememiş uzun bir süre.Bunun üzerine öğretmeni elinden tutup İstanbul Radyosu'ndaki Ses Yarışması'na götürmüş Sayan'ı. Ama başarılı olamamış.. Günlerce ağlamış küçük kız bu hezimetin ardından. Ama küçük kız ünlü olmayı ve müzik ile yaşamayı öylesine kafasına koymuştur ki günün birinde evinden kaçar. Henüz 15 yaşındaymış o zamanlarda.. Yanında da Ümit adlı bir kız arkadaşı. İki kafadar geceyi Fındıkzade'de bir apantman boşluğunda geçirmiş... O sırada ailesi polise başvurmuş ünlü sanatçının. O da sonunda çareyi karakola teslim olmakta bulmuş.Düğün salonlarında da şarkı söyleyen Sayan daha sonra tavernada şarkı söylemeye başlamış. Onu dinleyen birisi Turgut Akyüz'e tavsiye etmiş. Bunun sonunda o dönemin en ünlü eğlence yerlerinden biri olan Stardust'ta çalışmaya başlamış Sayan. Daha sonra Kamacı'da,sonra da Gülizar Gazinosu'nda. Daha sonra Yeşilçam'a adım atmış. Gülizar Gazinosu'nda çalışırken Seda Sayın adını kullanmış önceleri. Sonra da Adını Seda Sayan olarak değiştirmiş.Sözün kısası Sayan'ın bu günlere gelmesi hiç de kolay olmamış.

Haberler .com

 

 
 
 
 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber380.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.