VİRÜSLER AKÇAKOCA’DA İLK DEĞİL
VİRÜSLER AKÇAKOCA’DA İLK DEĞİL
Düzce’nin son yıllarda yetiştirdiği Akçakoca’lı Yazar ve Gazeteci İbrahim Tuzcu.Düzce’de etkili olan Coranavirüs salgınının Akçakoca’da ilk salgın olmadığını tarihte buna benzer virüslerin yaşandığını ifade etti
Düzce’nin son yıllarda yetiştirdiği Akçakoca’lı Yazar ve Gazeteci İbrahim Tuzcu.Düzce’de etkili olan Coranavirüs salgınının Akçakoca’da ilk salgın olmadığını tarihte buna benzer virüslerin yaşandığını ifade etti
Düzce’nin son yıllarda yetiştirdiği Akçakoca’lı Yazar ve Gazeteci İbrahim Tuzcu.Düzce’de etkili olan Coranavirüs salgınının Akçakoca’da ilk salgın olmadığını tarihte buna benzer virüslerin yaşandığını ifade etti
Tarih boyunca Akçakoca’da Sıtma,Veba,Kolera,Çiçek,Verem gibi virüsler meydana gelmiş ve 19.yüzyılda Ülkemizde yaşanan bu virüslerden Akçakoca’da nasibini almıştır.Akçakoca’da Sıtma hastalığından çok etkilenmiştir.Bataklıklarda ve Dere yataklarından çok ürüyen Sivrisineklerden dolayı ölümcül salgın hastalıkları yaşanmıştır.Ayrıca 1877 yılında Doğu karadeniz göçünden dolayı göç yollarında yorgunluk ve hastalıktan kırılan çok ölümler olmuştur.Gemilerle gelen bitap düşenler şimdiki Çuhallı iskelesine çıkararak vefat edenler,en yakın yer olan şimdiki Mustafa Açıkalın okulun yerde gömülmüşlerdir.Bunlardan en çok etkileneler ise Çerkez göçleridir.Akçakoca’da yine Cumhuriyet yıllarında Verem virüsünden pek çok kimsenin etkilendiği görülmüştür Şimdi sizlere tarihte Akçakococamızda yaşanan ölümcül olayları sıralıyalım
Altunçay
Adapazarında kolera hastalığına yakalanan bir asker kışladan kaçar bu köye gelir bu hastalığı bu köyede bulaştırır bu köy Topçuköy dür. Bu köy bu hastalıktan yok olur halen mezarlıkları Altunçayın güneyinde üzerinde kestane ağaçları var halen durmaktadır.(374 Kişi).Şimdiki köprü yanında da Değirmenköy vardı buda Sıtma hastalığından dolayı yok olur bu köy de daha sonra Altunçay ile 1910 yılında birleşir,köy bundan sonra Altunçay olur
Balatlı
Buranın şimdiki köy halkı Düzce Çerkez Taşköprü den sivrisinek ve sıtma hastalığından kalkıp Akçakoca’ya göç gelmişler ve Balatlının üst kısımlarına tepelere yani Kıran tepe,Duraca tepesi,Dezanlar tepesinde yerleşirler bunlar Bayat kolundan Yörüklerdir bu tepelerde çok Bitinyalılar çeteleri varmış bu çetelerden bıkıp daha sonra aşağı ya doğru meralara inip şimdiki köyü kurmuşlardır.Köyde Bitinyalılar zamanında Kıran tepe denilen yerde Sıtma ve Koleradan ölenlen olmuştur
Çayağzı
Akçakoca’nın çok eski köyü olan köyde 19.yüzyılda Yığılca’danda göç gelir,düz tarlaya yerleşirler dere yataklarından dolayı sivrisineklerin çok olmasından dolayı sıtma hastalığı ve derede boğulmalardan dolayı ölenler olurken. 1915 yılında büyük sel olur ve 280 vatandaş ölmüştür.Köy halk bunlardan sebep bu düz tarladan şimdiki köyün yamacına gider yerleşirler
Deredibi
Balatlı köy merkezi durumunda iken Kıran tarla mevkiinde eskiden çok sıtma hastalığından çok insanlar kırılmışlar,ondan dolayı da buraya kıran tarla ismi verilmiş ,sonrada burayı terk edip Balatlı mezrasına yerleşirler.Kıran tarla mevkiinde su varmış bu su çok iyi bir su imiş kadınlar bu suyu almak için 40- 50 kişi sıra beklermiş ,fakat birgün 40 kadın bu suyu almış evimne götürmüş ve su çok mikroplu olduğundan Sıtma hastalığı yayılmış ve 40-50 kişiye varan ölümler meydana gelmiş
Döngelli
1877 Hopa göçmenleri tarafından tekrar kurulan köy, ilk önce şimdiki Sevil borunun bulunduğu yerin 1 km içerdedir, takalarla buraya dere kenarına gelinir buradaki dere eskiden çok büyüktü (son zamanlarda suyu azalmıştır) takalarla içeriye doğru gidilir ve burada yerleşim yapılır, fakat burada içmek için temiz su yoktur ayrıca bataklık olduğu için çok sinek vardır sıtma ve denizde de ölü verilince burayı terk edip yukarı çıkarlar şimdiki Memedali Cumhur.un yerine yerleşirler ve burada bir kuyu vardır,o kuyu etrafına köyü inşaa ederler
Doğancı
Köy eskiden şimdiki elektrik trafo istasyonu ve Ayazlı mahallesi tarafında bulunan Gökçeeli köy ( munkariz oldu) vardır. Hızar ve Kara dere yanında kurulmuştu fakat burada boğulmalar oldu,daha sonra çok sinek vardı sıtma hastalığı yaygındı,Gökçeeli köy münkariz olmaya başlayınca Osman Karadayı ağa daha tepeye yalnız başına gider yerleşir daha sonra buraya Rize,Giresun,Ordu,Kafkas Batum Acara göçmenleri gelir köy kalabalıklaşır
Fakıllı
1877 Osmanlı-Rus savaşında 15 aile Giresun-Görele’den Düzce’ye gelir,orada sivrisinek bataklık çok olduğu için Akçakoca’ya doğru gelip şuandaki TEK kurumunun olduğu yere gelirler.Fakat burada Hızar ve Kara dere yanında da sivrisinekten telak olurlarlar ve halk yukarı doğru çıkarak.Devlet arazisi olan şimdi ki Fakıllı Köy’üne gelip yerleşirler.
Kalkın
Eski adı Topuz köyü olan Kalkın köyü,şimdiki Kalkın köyü plajına inen Kıran tarla mevki denilen yerde sivrisinekten dolayı sıtma hastalığından çok kimse kırılmıştır. Ayrıca kumlu yumuşak zemine sahip olduğundan deprem yaşanmış ölenler olmuş,bu yüzden buraya Kırantarla denmektedir
Koçullu
Köyde cumhuriyet döneminde büyük yangın olmuştur çoğu evler yanmıştır,fakat köylü imece üsülü ile tekrar yapılanmışlardır. ,Koçar-Koçullu arasında Devlet arazisine yerleştirilen Kırgız halkı çayır mevkiinde çukur olan yere yerleşmişlerdir fakat burada çok büyük kolera hastalığı olur kimse sağ kalmaz yıllarca buraya kimse uğramaz,bu ölen Kırgızlar çukur bölgesine gömülmüşlerdir,köyde hiç Kırgız kalmamıştır,halen boştur bir arena gibi gözükmektedir
Ortanca
Köy girişinde bir su kuyusu vardır Bir rivayete göre Kırk kız su almaya gelir bu arada yıldırım düşer bu kızların hepsi ölür bu kızlar buradaki mezarlığa gömülür
Subaşı
Bu köy eskiden Değirmenköy adını almıştır.2 asır önce Başaftun Ören (ETEYKA) Rum ismi de büyük deprem olur güney taraf kayar heyelan olur ve buradaki Hıristiyan köyü çok ölüm vermiş yarısı kıl suyuna,Ordu,Giresun’a,diğerleri yurdu terk etmişler,halen bu köy heyelandan sonra bir vadi şeklindedir Halk daha sonra bu köyü daha tepelere çıkarak buraya bu köyü kurmuşlardır Topçu köy,Dağhasan,Tezeköy,Dağköy 4 adet köyü kurmuşlar.Kıl suyunu kullanan köylü bir ara bu sudan etkinenmiş ve bir çok ölümler vermiştir
Uğurlu
Esmahanım-Uğurlu arasında kalan,Kıran mevkiinde bulunan Kıran deresinde eski Bizanslılar bu suyu kullandıklarında bu suda mikrop olur ve halk kırılır çok ölü verirler ondan dolayı buraya Kıran mevki denmektedir .Buraya 1865 yılında Esmahanım ve Uğurluköylüler yerleşmişler ve yine suyun mikroplu ve Dereden boğulmalar olunca bu iki Köy burayı terk edip kendilerine başka yer bulmuşlardır
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.