kedi parfümü petshop

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş

Ali Uzun, Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır.

DÜZCE YEREL HABER 20.02.2024 - 19:55, Güncelleme: 20.02.2024 - 19:55
 

Ali Uzun, Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır.

A-Z Tohum, Antalya merkezde hibrit sebze tohumları ıslahı,üretimi ve satışı yapan yerli tohum şirketi Ziraat Yüksek Mühendisi, İş adamı Ali Uzun, Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır.

Ülkemiz tohumculuğu özellikle 2006 yılında çıkan 5553 sayılı tohumculuk kanunundan sonra büyük bir ivme kazandı. Bugüne geldiğimizde dışarıya istenilen düzeyde de olmazsa tohum ihraç eden ülke konumuna geldik. Bunda emeği geçen başta Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı ve ülkemiz tohumculuğunun üst çatı kuruluşu olan kısa adı TÜRKTOB olan Türkiye Tohumcular Birliğinin de  önemli katkıları vardır. Ancak geldiğimiz nokta yeterlimidir sorusuna verilecek cevap yeterli değildir. Daha gidilecek çok yol vardır. Her şeyden önce 18 yıl önce çıkarılan tohumculuk yasasının mutlaka yeniden gözden geçirilmesi, uygulamadan kaynaklanan eksik ve sorunlu taraflarının  bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Her şeyden önce toplumda tohumla ilgili yanlış bilinenlerin ilgili ve yetkili kurumlar tarafından kamu oyuna doğru olarak anlatılması gerekmektedir. Son zamanlarda özellikle konu ile ilgili bilgisi olmayan veya yanlış bilgilere sahip kişiler toplumda tohumculuk konusunda   olumsuz bir algı oluşturmaktadır. Bu yanlış algı tohumculuğumuzun daha da ileriye gitmesi ve dünya tohumculuğundaki yerini alabilmesi önünde bir engel teşkil etmektedir. Şimdi gelelim tohumda doğru bilinen yanlışlara; 1) Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır.  Hibrit diğer deyimle melez tohumlar zaten doğada var olan ve dünya kurulduğundan beri üretilen tohumlar olup insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara göre ıslah edilmiş tohumlardır. Islahçılar, pazarın istediği şartlara göre üstün özellikli anaç tohumları melezleyerek daha üstün özellikli yeni bireyler elde ederler. Hibrit tohumlardan elde edilen ikinci nesil tohumların ekiminde, yine doğal bir olay olarak melezlemeden geriye dönüş olduğundan, verim ve kalite açısından bazı kayıplar olabilecektir. Dolayısıyla hibrit tohum hiç döl vermeyen kısır tohum demek değildir. Bu yüzden amacına göre elde edilen vasıfların kaybolmaması için, hibrit tohumların her yıl yenilenmesi tercih edilmektedir. Dolayısıyla, hibrit (melez) tohumlar biyolojik olarak kısır tohum değildir. İnsan sağlığına zarar verdiğine dair herhangi bir bilimsel veriye ulaşılmış değildir. Hibrit tohumların üretiminde; Üretici açısından  yüksek verim, tüketici açısından yüksek kalite, pazar ve ihracat açısından da standardı değişmeyen ürün amaçlanmaktadır. Ülkemizde GDO'lu tohum kesinlikle yoktur. Zaten 5977 sayılı Biyogüvenlik yasasına göre de GDO'lu tohumların ülkemizde üretilmesi ve ticarete konu olması da yasaklanmıştır. Hibrit kesinlikle GDO değildir. Bunun aksini iddia edenler yanlış bilmektedirler. Bilimden ve dünya gerçeklerinden uzaktırlar.  2. Öteden beri tohumlar İsrail'den gelmektedir denilerek yine yanlış algı yapılmaktadır. Ülkemiz tohumculukta endüstri bitkileri hariç dışa bağımlı bir ülke değildir. Kaldı ki endüstri bitkileri konusunda da öteden beri çalışmalar devam etmektedir. Bu konuda yakın gelecekte yeni çeşitler geliştirilecek ve ülke tarımına sunulacaktır. Hibrit sebze konusunda büyük aşama gösteren çok sayıda Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliğine (TSÜAB) kayıtlı yerli tohumcu firma bulunmakta ve 70'ın üzerinde ülkeye ihraç etmektedirler. Bu ülkeler arasında halk arasında "tohumlar İsrail'den geliyor" denilen İsrail de var. Yani İsrail'e de tohum ihraç ediyoruz.  3.  Yerli ve yerel tohum kullanımı konusunda da yanlış bilgilendirmeler vardır. Yerel çeşitlerin herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumlarla ilgili belirlenen standartlara uygunluğu tespit edilmeden çiftçilere satılması, çiftçilerin karşılaşabileceği mağduriyetler sebebiyle yasaklanmıştır. Bu çeşitlerin Kanun’un ilgili hükümlerine uygun olarak üretilip ticarete sunulmasında bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple ülkemizde yerel çeşitlere ait tohumlukların kullanımının yasak olduğu bilgisi kesinlikle yanlıştır.  Ülkemizde sertifikalı tohum üretimi günden güne artmaktadır. Şu an için 1 milyonun tonun üzerinde sertifikalı tohum üretimi gerçekleştirilmiştir. Çiftçilerimizin her yıl sertifikalı tohum almak yerine kendi ürettikleri mahsulden ayıracakları tohumu ekebilme özgürlüğü de düşünüldüğünde bu miktar ülkemiz ihtiyaçlarının çok önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Ancak üreticilere Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığımız her yıl sertifikalı tohum kullanım desteği vermektedir. Bu yüzden kendi ürünlerinden tohumluk ayırmalarına hiç gerek yoktur. Zaten kendi ürününden tohum elde etmek hem masraflı hem de zaman kaybın neden olmaktadır. Verilen tohum kullanım desteği zaten aradaki farkı karşılamaktadır.  Sonuç olarak; ülkemiz tohumculuğu son yıllarda bir ivme kazanmıştır. Geldiğimiz nokta yeterli değildir. Daha çok çalışarak istenilen seviyeye gelmemiz için yasada yapılması gereken bazı düzenlemeler vardır. Eksik tarafları vardır. Uygulamada sorun olan konular vardır. Ancak bunların tamamı sektör paydaşlarının birlikte çalışması ile çözülecek konulardır. Birde en önemlisi ülke tohumculuğunda doğru bilinen yanlışlardan vazgeçmeliyiz. Geldiğimiz nokta  küçümsenmemeli. Bu konuda çalışan, gayret gösteren ve yatırım yapan kurum ve kuruluşlara da   haksızlık etmeyelim. Aksi ülke tohumculuğuna yarar değil zarar getirecektir. Bundan ülke olarak hepimiz etkileneceğiz. O yüzden elde edilenleri küçümsememeli ve destek vermeliyiz.
A-Z Tohum, Antalya merkezde hibrit sebze tohumları ıslahı,üretimi ve satışı yapan yerli tohum şirketi Ziraat Yüksek Mühendisi, İş adamı Ali Uzun, Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır.

Ülkemiz tohumculuğu özellikle 2006 yılında çıkan 5553 sayılı tohumculuk kanunundan sonra büyük bir ivme kazandı. Bugüne geldiğimizde dışarıya istenilen düzeyde de olmazsa tohum ihraç eden ülke konumuna geldik. Bunda emeği geçen başta Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı ve ülkemiz tohumculuğunun üst çatı kuruluşu olan kısa adı TÜRKTOB olan Türkiye Tohumcular Birliğinin de  önemli katkıları vardır. Ancak geldiğimiz nokta yeterlimidir sorusuna verilecek cevap yeterli değildir. Daha gidilecek çok yol vardır. Her şeyden önce 18 yıl önce çıkarılan tohumculuk yasasının mutlaka yeniden gözden geçirilmesi, uygulamadan kaynaklanan eksik ve sorunlu taraflarının  bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Her şeyden önce toplumda tohumla ilgili yanlış bilinenlerin ilgili ve yetkili kurumlar tarafından kamu oyuna doğru olarak anlatılması gerekmektedir. Son zamanlarda özellikle konu ile ilgili bilgisi olmayan veya yanlış bilgilere sahip kişiler toplumda tohumculuk konusunda   olumsuz bir algı oluşturmaktadır. Bu yanlış algı tohumculuğumuzun daha da ileriye gitmesi ve dünya tohumculuğundaki yerini alabilmesi önünde bir engel teşkil etmektedir. Şimdi gelelim tohumda doğru bilinen yanlışlara;

1) Hibrit tohumla GDO karıştırılmaktadır. 

Hibrit diğer deyimle melez tohumlar zaten doğada var olan ve dünya kurulduğundan beri üretilen tohumlar olup insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara göre ıslah edilmiş tohumlardır. Islahçılar, pazarın istediği şartlara göre üstün özellikli anaç tohumları melezleyerek daha üstün özellikli yeni bireyler elde ederler. Hibrit tohumlardan elde edilen ikinci nesil tohumların ekiminde, yine doğal bir olay olarak melezlemeden geriye dönüş olduğundan, verim ve kalite açısından bazı kayıplar olabilecektir. Dolayısıyla hibrit tohum hiç döl vermeyen kısır tohum demek değildir. Bu yüzden amacına göre elde edilen vasıfların kaybolmaması için, hibrit tohumların her yıl yenilenmesi tercih edilmektedir. Dolayısıyla, hibrit (melez) tohumlar biyolojik olarak kısır tohum değildir. İnsan sağlığına zarar verdiğine dair herhangi bir bilimsel veriye ulaşılmış değildir. Hibrit tohumların üretiminde; Üretici açısından  yüksek verim, tüketici açısından yüksek kalite, pazar ve ihracat açısından da standardı değişmeyen ürün amaçlanmaktadır. Ülkemizde GDO'lu tohum kesinlikle yoktur. Zaten 5977 sayılı Biyogüvenlik yasasına göre de GDO'lu tohumların ülkemizde üretilmesi ve ticarete konu olması da yasaklanmıştır. Hibrit kesinlikle GDO değildir. Bunun aksini iddia edenler yanlış bilmektedirler. Bilimden ve dünya gerçeklerinden uzaktırlar. 

2. Öteden beri tohumlar İsrail'den gelmektedir denilerek yine yanlış algı yapılmaktadır. Ülkemiz tohumculukta endüstri bitkileri hariç dışa bağımlı bir ülke değildir. Kaldı ki endüstri bitkileri konusunda da öteden beri çalışmalar devam etmektedir. Bu konuda yakın gelecekte yeni çeşitler geliştirilecek ve ülke tarımına sunulacaktır. Hibrit sebze konusunda büyük aşama gösteren çok sayıda Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliğine (TSÜAB) kayıtlı yerli tohumcu firma bulunmakta ve 70'ın üzerinde ülkeye ihraç etmektedirler. Bu ülkeler arasında halk arasında "tohumlar İsrail'den geliyor" denilen İsrail de var. Yani İsrail'e de tohum ihraç ediyoruz. 

3.  Yerli ve yerel tohum kullanımı konusunda da yanlış bilgilendirmeler vardır. Yerel çeşitlerin herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumlarla ilgili belirlenen standartlara uygunluğu tespit edilmeden çiftçilere satılması, çiftçilerin karşılaşabileceği mağduriyetler sebebiyle yasaklanmıştır. Bu çeşitlerin Kanun’un ilgili hükümlerine uygun olarak üretilip ticarete sunulmasında bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple ülkemizde yerel çeşitlere ait tohumlukların kullanımının yasak olduğu bilgisi kesinlikle yanlıştır. 

Ülkemizde sertifikalı tohum üretimi günden güne artmaktadır. Şu an için 1 milyonun tonun üzerinde sertifikalı tohum üretimi gerçekleştirilmiştir. Çiftçilerimizin her yıl sertifikalı tohum almak yerine kendi ürettikleri mahsulden ayıracakları tohumu ekebilme özgürlüğü de düşünüldüğünde bu miktar ülkemiz ihtiyaçlarının çok önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Ancak üreticilere Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığımız her yıl sertifikalı tohum kullanım desteği vermektedir. Bu yüzden kendi ürünlerinden tohumluk ayırmalarına hiç gerek yoktur. Zaten kendi ürününden tohum elde etmek hem masraflı hem de zaman kaybın neden olmaktadır. Verilen tohum kullanım desteği zaten aradaki farkı karşılamaktadır. 

Sonuç olarak; ülkemiz tohumculuğu son yıllarda bir ivme kazanmıştır. Geldiğimiz nokta yeterli değildir. Daha çok çalışarak istenilen seviyeye gelmemiz için yasada yapılması gereken bazı düzenlemeler vardır. Eksik tarafları vardır. Uygulamada sorun olan konular vardır. Ancak bunların tamamı sektör paydaşlarının birlikte çalışması ile çözülecek konulardır. Birde en önemlisi ülke tohumculuğunda doğru bilinen yanlışlardan vazgeçmeliyiz. Geldiğimiz nokta  küçümsenmemeli. Bu konuda çalışan, gayret gösteren ve yatırım yapan kurum ve kuruluşlara da   haksızlık etmeyelim. Aksi ülke tohumculuğuna yarar değil zarar getirecektir. Bundan ülke olarak hepimiz etkileneceğiz. O yüzden elde edilenleri küçümsememeli ve destek vermeliyiz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber380.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.