CHP Düzce Milletvekili Aday Adayı Av Azade Ay, Tek Tek Saydı -Rant ..

CHP Düzce Milletvekili Aday Adayı Av Azade Ay Bugün Bir Basın Açıklaması Yaparak "AFAD’IN DÜZCE RAPORU DEPREM TEDBİRLERİ KONUSUNDA EKSİKLİKLERİMİZİ ORTAYA KOYDUĞUNU "Söyledi

CHP Düzce Milletvekili Aday Adayı Av Azade Ay konuşmasına şöyle devam etti "Kahramanmaraş depreminde; iktidarın yetersiz müdahalelerine rağmen depremin ilk anından itibaren sorumluluklarını yerine getiren, ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışan kurumlarımıza ve kamu görevlilerimize teşekkür ediyoruz.

Muazzam bir dayanışma gösteren, büyük bir fedakarlık ve gayretle çalışan STK’larımıza, vatandaşlarımıza, uluslararası dayanışma gösterenlere ve emek sarf eden tüm isimsiz kahramanlarımıza minnettarız.

Deprem ülkesi olan Türkiye’mizde afet öncesi gerekli hazırlıkların yapılmadığı, yeterli tedbirlerin alınmadığı apaçık ortadadır. Eskiden Başbakanlık’a bağlı olan AFAD’ın kurumsal kapasitesinin zayıflatılması, liyakatten yoksun insanlara üst düzey kadrolarda sorumluluk verilmesi, depreme dayanıksız binalara hiçbir rapor istenmeden imar affı çıkarılması ve inşaat sektöründe yolsuzluklara kapı aralayan ölçüsüz rant hırsı milletimize ölümcül bir fatura ödetmiştir.

AFAD’IN DÜZCE RAPORU NE ANLATIYOR?

23 Kasım 2022 Düzce Depremi sonrası Aralık 2022’de AFAD tarafından bir rapor hazırlandı. 20 sayfalık raporun sonuç ve öneriler bölümünde, deprem ülkesi olarak tanımlanan Türkiye için önemli noktalar bulunuyor. AFAD’ın Düzce Depremi Etki Analizi Raporu’nun altı maddelik sonuç ve öneriler kısmı şöyle:

“1. Depremden sonra afet grupları ve kurumlar yeteri kadar hazırlıklı olmaması sebebiyle TAMP devreye alınamamıştır. TAMP uygulanamadığı için afet yönetimi kaos ve karmaşaya dönüşerek görev ve yetki karmaşasına sebep olmuştur. İletişim eksikliği sebebiyle kararlar sağlıklı alınamamıştır. Afet müdahale grupları kaynaklarını etkin şekilde yönetememesi sebebiyle müdahalede yetersiz kalınmıştır.

2. Aslında binaların hasar almamasına rağmen bölgede bireysel çadır dağıtılmış ve mahalle düzeyinde çadır alanları kurulmuştur. Bölge halkının deprem bilincinin yetersiz olması, binalarda meydana gelen az hasarların bile korkuya sebep olması çadır taleplerini artırmış, evi ağır hasar görenlerin yanı sıra birçok noktada çadır kurulumu yapılmıştır. İnsanlar sosyal medya üzerinden bilim dışı yanlış yönlendirmiş ve bu bilgilendirme eksikliği halkın kontrol edilmesini güçleştirmiştir.

3. Depremde bir diğer önemli nokta bina stokunun durumudur. Bölgede yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda 52.928 binadan 729 ağır hasarlı, 7 orta hasarlı, 62 acil yıkılacak ve 6126 bina az hasarlı olarak tespit edilmiştir. 1999 yılında iki depreminde can ve mal kayıpları yaşayan ilde hiç bina yıkımı olmamıştır. Bölgedeki yapılar z+2 imar izni bulunmaktadır. %75 oranında yapılar yenilenmiş veya güçlendirilmiştir. Düzce depremi örneği sağlam konutun ne kadar önemli olduğunu bize göstermekte, deprem riski yüksek diğer illerimiz için örnek teşkil etmektedir.

4. TAMP’ ın kurumlar tarafından benimsenmesi, doğru kaynak planlamasının yapılması, afet gruplarının senaryoya uygun hazırlıklı olması, düzenli olarak TAMP tatbikatlarının yapılması, afet seviyelerine göre müdahale senaryoları oluşturulmasının önemi daha iyi anlaşılmıştır. İllerde Valilikler koordinasyonunda haberli/habersiz tatbikatlar düzenlenmesi, koordinasyon kurulunun toplanması hazırlıkların gözden geçirilmesi afet zararlarının azaltılmasına önemli katkı sağlayacaktır.

5. 2021 yılında tamamlanarak yürürlüğe giren il afet risk azaltma planı eylemlerinin hayata geçirilmesi deprem risklerini en az seviyelere düşürecek can ve mal kayıplarını önleyecek/azaltacaktır. Özellikle kırmızı eylemlerin tamamlanması risk azaltmada önemli bir adım olacaktır. Özellikle üniversitelere bilimsel açıdan afetin müdahale dönemine yönelik daha fazla sorumluluk verilmeli, ilgili bölümlerden afet çalışma gruplarına destek olunmalı afetle ilgili bilimsel açılımlar yapılmalıdır.

6. Deprem riski yüksek olan İllerimizde Düzce örneğinde olduğu gibi konut stokunun dirençli hale getirilmesi ile can ve mal kayıpları önleyecektir. Afet öncesi İRAP’ın uygulanması riskleri azaltacak, afet sonrası TAMP ın etkin şekilde uygulanması kayıpların azaltılmasını sağlayacaktır. Afete dirençli Türkiye için afet öncesi, sırası ve sonrasına yönelik bütüncül bir yaklaşımla hem kurumlarımızı hem de vatandaşlarımızı hazır hale getirmeliyiz.

HUKUK DEVREYE GİRMELİDİR

Unutulmamalıdır ki; jeoloji, sismoloji, psikoloji, sosyoloji, ekoloji, tıp, ekonomi, eğitim, hukuk, siyaset, şehir planlama ve mimarlık birbirlerinden asla bağımsız düşünülemez, hiçbiri ihmal edilemez.

Hemen söyleyelim; yaşanan felakete ilişkin gerçek tablonun çözümlemesi ile birlikte geleceğin kurulmasında ilk çözüm adımı, anayasal hak olan güven içinde yaşamayı teminen hukuk uygulamasının tüm kurum ve kurallarıyla işlemesidir.

Hakkaniyetli, eşitlikçi çözümler için demokrasinin tüm kurum ve kurallarının hukuka uygun işleyişinin gerçekleşmesi ve halkın bu güvenle yaşaması hedeflenmelidir. Demokratik hukuk nizamı; rantı üreten ve dağıtan değil, bireyin haklarını yöneten ve görevinden kaynaklı sorumluluk alan bir anlayışın ifadesidir.

Mesele; iktisadi, hukuksal, bilimsel tüm bilgilerin, gerçeklerin topyekûn akılcıl zihniyetle ele alınması, dürüstlükle ve vicdanla uygulanması, rasyonel yordamla denetlenmesi bahsidir. Mesele; “önce hukuk” diyen bir devlet, toplum, zihniyet olma bahsidir.