BAYRAKTAR “ORUÇ SADECE AÇ SUSUZ KALMAK DEĞİL BÜTÜN VARLIĞIMIZLA YÜCE ALLAH’A TESLİM OLMAKTIR”

Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar, “Ramazan, Hicrî-Kamerî Ay takviminin dokuzuncu ayı, üç ayların sonuncusu ve oruç tutulan aydır. Ergenlik çağına ermiş, aklı başında olan her Müslüman’a oruç tutmak farzdır. Ergenlik çağına gelmemiş olan çocukların oruç tutmaları şart olmamakla beraber bedenî gelişimleri göz önüne alınmak şartıyla oruca alıştırmak ve ısındırmak amacıyla ara sıra oruç tutmalarına izin vermek, hatta istemek uygundur” dedi.
Prof. Dr. Bayraktar, Kur’ân'da ismi açıkça geçen tek ayın Ramazan ayı olduğunu, Kur’ân-ı Kerim’in bu ay içerisinde indirildiğini, Kur’ân'ı Kerim'de "bin aydan daha hayırlı" olduğu belirtilen Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde olduğunu, dinimizin beş temelinden biri olan oruç ibadetinin bu ayda farz kılındığını ve teravih namazının da sadece bu aya has bir ibadet olduğunu ifade etti.
Oruç ibadetinin temel hedefinin insanları takvaya eriştirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar, Kur’ân-ı Kerîm’de Yüce Mevla’nın “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız yani takvaya erişmeniz için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” sözleriyle orucun önemini vurguladı.
Prof. Dr. Bayraktar, “Oruç ayı olan Ramazan boyunca toplu hâlde yapılan ibadetler birlik duygusunu ruhlara işler. Zengin, fakir aynı safta namaz kılar, aynı sofrada yemek yer. Zekât, fitre ve fidyeler gelir dağılımındaki dengesizliğe adeta can suyu olur. Oruç ibadeti; insana iftar, sahur ile kılınan teravih namazları ve diğer ibadetlerle, hayatı disipline etme imkanı tanır” dedi.
Bu ayda çocukları zaman zaman teravih namazına götürerek onları Ramazan ayının coşkusuna katılmasını sağlamayı tavsiye eden Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar, bu sayede okula giden çocukların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğrendikleri teorik konuları uygulama imkânı bulacaklarını söyledi.
Ramazan ayında insan ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken hususlardan bahseden Prof. Dr. Bayraktar, “İmsak, tutmak demektir. Kendimizi kötülüklerden, haramlardan, kötü sözden, yalandan, iftiradan, dedikodudan uzak tutmalıyız. Zira bu davranışlar insan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemekte, bizi birbirimizden uzaklaştırmaktadır. Unutmamalıyız ki oruç sadece aç, susuz kalmak değil, bütün varlığımızla, organlarımız, iç âlemimizle Yüce Allah’a teslim olma halidir. Yüce Allah’a teslim olan kötü davranamaz, kötü söz söyleyemez, aksine güzel davranışlar sergiler” dedi.
Ramazan ayında oruç tutarak insanların sıhhat de bulacağını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar, orucun mide, kalp, karaciğer, sindirim ve sinir sistemimizin dinlenmesine zemin hazırladığını belirterek, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in “Oruç tutun sıhhat bulun.” hadisinin hepimize yol gösterici olması tavsiyesinde bulundu.
Prof. Dr. Bayraktar, “Ramazan ayı, gerek İslâm dünyasının gerekse tüm insanlığın içinde bulunduğu savaş, terör, kargaşa, açlık, yokluk, sefalet ve bölünmüşlüğüne çare olacak ilkeleri kendinde barındırmaktadır. Yeter ki insanlar şifa ve rahmet olarak gelen Ramazan ayını iyi idrak edebilsin, anlayabilsin ve yaşayabilsin. Çünkü böyle zamanlar insanlığın kendisini tekrar gözden geçirmesi, yenilemesi, birlik ve beraberliği sağlaması için bir fırsattır.” diyerek “Ramazan ayının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlığın birliğine, beraberliğine ve tekrar insani değerlerle kuşatılmasına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” temennisiyle sözlerine son verdi.