Chp Milletvekili Aday Adayı Av.Azade Ay Çürümenin Faturasını Ödüyoruz

Düzce Cumhuriyet Halk Partisinden Milletvekili Aday Adayı  Avukat Azade Ay  yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi" Türkiye, tarihin en yıkıcı depremlerinden birini yaşadı. Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesi'nde binlerce can kaybına ve yıkımlara neden olan felaket, uzmanların ve meslek odalarının uyarılarının dikkate alınmadığını ve yeni bir depreme hazırlıklı olunmadığını ortaya koydu. Dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alan Türkiye'de afetlere hazırlıklı olunmadığı bütçe rakamlarında görülüyor. Ülkemiz, on binlerce insanın canını alan, milyonlarca insanı evsiz bırakan, şehirleri yerle bir eden büyük bir felakete maruz kaldı. Onlarca yıla dayalı ihmallerin, yozlaşmanın, ahlaki çürümenin ağır bir faturasını ödedik.

Aç gözlü müteahhitlerin, üç kuruşluk rüşvete tav olup eksiklikleri görmezden gelen bürokrasinin ve siyasetçilerin, neredeyse her yıl çıkarılan imar barışı yasasıyla hırsızlığı teşvik eden, meşrulaştıran iktidarların, kaçak, sorunlu, çürük binasını resmiyete kavuşturmak için her yıl dört gözle imar barışı yasası bekleyen milyonların… yani ülke olarak topyekûn çürümenin ağır bir faturasını ödedik, ödemeye devam ediyoruz.

Türkiye toprakları çok afete, çok yıkıma tanıklık etti. Ama belki de hiçbir zaman toplum bu denli öfkeli, bu denli bilenmiş olmadı. Depremin vurduğu her noktada gözyaşını, matem havasını bastıran bir öfke yankılanıyor. Yıllardır sürdürülen “cihan devleti” propagandası bu öfkenin duvarına çarpıp paramparça oluyor. Kolay değil, yüz binlerce insan deprem sonrasının en kritik 48 saatinde yapayalnız kaldı. Depremzedeler bir yetkiliye, seslerini duyurabilecek bir makama ulaşmak için saatlerce uğraş verdi. Tüm bunlar için şimdi düşünme vaktidir.

 

BİZ HİÇ UNUTMADIK

Biz bu acıyı, çaresizliği 17 Ağustos, 12 Kasım 1999'dan biliyoruz.

23 Kasım 2022 depreminden biliyoruz.

Ufacık bedenler tonlarca betonun altında, karanlıklar içinde nefes almaya çalışırken, sen enkaz tepesinde avuçlarınla beton parçacıklarını atmaya çalışırsın.

Tek derdin çocuğuna, ailene ulaşabilmektir.

İçin yanarken, bedenini ısıtmak için sokakta yanan ateşin başına düşersin.

Biliyorsun ki boğazından bir tek lokma geçmeyeceğini bildiğin halde, ayakta kalabilmek için sıcak bir çorba ararsın.

Yüzünü gökyüzüne çevirirsin bir mavi nefes alabilmek için, kar'ın tipinin soğuğu yüzünü yalar geçer.

Her yanına yaklaşan kişiden bir yardım, medet umarsın.

Enkazda tonlarca betonun altında kalan evladın, yakının için çaresiz kalınca, çöker kalırsın bedeninde tonlarca betonun ağırlığınca.

Emin ol, seni çok iyi anlıyorum.

Sana sadece şunu söyleyebilirim, umudunu, yaşamını enkazda bırakma.

Seni hayata bağlayan o umut olacaktır.

Lakin sakın unutma… Bu acıyı, çaresizliği niçin yaşadığını hiç unutma.

Çünkü biz HİÇ UNUTMADIK!