VEKİL TALİH ÖZCAN , KAFA KARIŞTIRMAYIN

Düzce Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili ve Diş İşleri Komisyon Üyesi Talih Özcan ,Bugün Yaptığı Basın Açıklamasında Konu İle İlgili Şunları Aktardı:

Son günlerde, Bolu Dağı’nın Düzce’ye mi yoksa Bolu’ya mı ait olduğuna dair yaşanan tartışmalar kamuoyunu meşgul etmektedir. Söz konusu tartışmalar ve görüş farklılıkları, yüzyıllardır kader birliği yapan iki kadim kentimizin halkları arasında ne yazık ki kutuplaşmaya sebep olmakta ve şehirlerimizin gerçek sorunlarının konuşulmasının önüne geçmektedir. 

1999 yılına kadar Bolu’ya bağlı olan Düzce, yaşanan 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremlerinin yarattığı büyük yıkımlardan sonra 57. Hükümet tarafından TBMM’de alınan karar ile Bolu’dan ayrılarak il statüsü kazanmış, ancak iki kentimiz de geçmişten bu yana süregelen yüksek beşeri ilişkileri sayesinde büyük bir dayanışma göstererek yaralarını sarmasını bilmiştir. Bu dayanışma ve kardeşlik bilincinin ilelebet devam edeceğinden hiç şüphem yoktur.

Yaşanan “Bolu Dağı” ve “Düzce Dağı” tartışmasının asli tarafları olan iki Belediye Başkanımız da, halklarımızın teveccühleri ile demokratik bir şekilde seçilmiş belediye başkanlarımızdır. Oturdukları koltukların sorumlulukları büyüktür. Halklarımızın onlardan refah ve sosyal uyumu artıran, çevresel verimlilik standartlarını sağlayan, vatandaş sağlığını koruyan, toplum refahını artıran, sürdürülebilir, dirençli ve akıllı kentler oluşturmak gibi son derece önemli ve zor görevler beklemektedir. Her iki başkanımızın da asli görevleri ve hizmetleri ile kamuoyunda anılması toplumsal sağlık adına daha verimli olacaktır. Ülkemizin halihazırda içinden geçtiği başta ekonomik olmak üzere, sosyal ve siyasal problemler ortadayken ve dayanışmanın çok daha önemli hale geldiği bir dönemde, gündemi meşgul edecek böylesine tartışmaları yersiz ve anlamsız bulduğumu belirtmek istiyorum.

Bolu Dağı, bir kısmı Düzce sınırlarında olsa dahi Bolu Dağı’dır. Düzce’ye bağlı ilçeler de kanunla belirlenmiştir ve bu ilçelerden biri de Akçakoca’dır. Söz konusu tartışmanın daha fazla alevlendirilmeden uzlaşı kültürü içinde sonlandırılarak insanlarımızın gerçek sorunlarına ve taleplerine dönülmesini diliyor, tüm taraflara itidal çağrısında bulunuyorum.