Ukrayna ve Romanyadan Gelen Büyük Tehlike!!
Romanya ve Ukrayna kaynaklı kimyasal atıklar Karadeniz ve Marmara Denizi'nde ciddi kirliliğe yol açıyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semi Hamzaçebi, denizlere ulaşan bu atıkların, özellikle fosfor ve azot gibi besin maddelerinin birikmesine neden olduğunu belirtti.
Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semi Hamzaçebi "Bu durum bölgedeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına, oksijen seviyelerinin düşmesine ve ötropikasyon sonucu alg patlamalarına yol açmaktadır. Bu durum özellikle Karadeniz’le ilintili olan Marmara Denizi için de önemli bir sorundur. Oluşan ölü bölgeler deniz yaşamını tehdit ederken, bölgenin ekonomisine dayanan balıkçılık ve turizm gibi sektörleri de olumsuz etkilemektedir” dedi.
Deniz Suyu Kalitesi DüşüyorJeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semi Hamzaçebi, Karadeniz havzasının yoğun sanayi, tarım ve yerleşim faaliyetleri nedeniyle ciddi bir kirlilikle karşı karşıya kalan önemli ekosistemlerden biri olduğuna dikkat çekti. Romanya ve Ukrayna gibi ülkelerden gelen kimyasal atıkların deniz suyu kalitesini düşürdüğünü dile getiren Hamzaçebi, “Özellikle Tuna Nehri, batı ve kuzey Karadeniz kıyılarına ulaşan yoğun endüstriyel ve tarımsal kirleticiler için ana taşıyıcı olarak işlev görmektedir. Romanya ve Ukrayna gibi ülkelerden gelen kimyasal atıklar, özellikle fosfor ve azot gibi besin maddelerinin birikmesine neden olarak, deniz suyu kalitesini düşürmektedir. Bu durum bölgedeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına, oksijen seviyelerinin düşmesine ve ötropikasyon sonucu alg patlamalarına yol açmaktadır. Bu durum özellikle Karadeniz’le ilintili olan Marmara Denizi için de önemli bir sorundur. Oluşan ölü bölgeler deniz yaşamını tehdit ederken, bölgenin ekonomisine dayanan balıkçılık ve turizm gibi sektörleri de olumsuz etkilemektedir. Tuna Nehri’nin olumsuz etkisinden Batı Karadeniz kadar etkilenmeyen Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Samsun ve Ordu Büyükşehir Belediyeleri biyolojik arıtma tesislerine yatırım yaparak kıyı kirliliğiyle mücadele etmeye çalışmaktadır” diye konuştu.
Trabzon Belediyesi 1970’li yıllarda derin deşarj hatlarıyla atık sularını Karadeniz’in derinliklerine bırakıyordu
“Samsun, özellikle doğu illeri biyolojik arıtma tesisiyle bölgenin en büyük çevre yatırımlarından birine sahiptir. Bu tesis 105 bin metreküp kapasite ile Samsun ve çevresinde atık suları arıtarak denize deşarj sistemiyle Karadeniz’den uzak bir noktaya ulaştırmaktadır. Samsun’daki bu altyapı bölgenin sahil şeridini korumada büyük rol oynamayı ve çevre kirliliğini azaltarak sürdürülebilir bir turizm ve balıkçılık için sağlıklı koşullar oluşturmayı hedeflemektedir. Ordu’da da çevreyi korumaya yönelik benzer arıtma projeleri yürütülmektedir. Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin atık su arıtma tesisi, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ortak lansmanıyla kurulan büyük bir projedir. İlk aşaması 2025’e kadar 213 bin kişiye hizmet edecek şekilde tasarlanmış olup, günlük 34 bin metreküp su akma kapasitesine sahiptir. Giresun Belediyesi’nin bir biyolojik atık su arıtma tesisi 2021 yılında Avrupa Birliği desteğiyle başlamış olup, 2024 yılı itibarıyla tamamlanması hedeflenmektedir. Proje şehrin atık su sorununu köklü bir şekilde çözmeyi amaçlamaktadır. Bu projeler bölgenin deniz ekosistemlerini ve sahillerini koruma amaçlı olarak tasarlanmıştır. Bölgenin en kalabalık yerleşim birimlerinden biri olan Trabzon, maalesef ki atık suların bertaraf edilmesiyle ilgili yeni tip projelere ilgiyi diğer şehirlere göre daha geç göstermiştir. Oysaki Trabzon Belediyesi 1970’li yıllarda derin deşarj hatlarıyla atık sularını Karadeniz’in derinliklerine bırakıyordu. Sahil yolunun geçilmesi sırasında bir kısmı hasar gören sistem hala bir şekilde kullanılmaya çalışılmaktadır. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin hızla artan nüfusu ve artan atık su hacmi nedeniyle biyolojik arıtma tesisine olan ihtiyacı giderek artmaktadır. Bu durum mevcut durumda Trabzon’da atık suların yeterince arıtılmadan denize ulaştığı bölgelerde bulunmaktadır. Karadeniz’in ekolojik dengesini korumak için Trabzon gibi büyük bir şehrin ileri biyolojik arıtma teknolojilerine yönelmesi, su kalitesini iyileştirerek deniz canlılarının sağlığını koruma ve sahil şeridindeki çevre kalitesini arttırma açısından gereklidir. Bu yatırımların yapılması halk sağlığını korumanın yanı sıra bölgenin turizm ve balıkçılık sektörlerini de destekleyerek, ayrıca Avrupa Birliği çevre standartlarına uyum sağlanmasına katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Fındık tv