kedi parfümü petshop

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler siyahbet giriş siyahbet giriş

Baro Başkanı Ay Hukuk Kurultayı'nda Konuştu

DÜZCE YEREL HABER 14.01.2020 - 20:37, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:17
 

Baro Başkanı Ay Hukuk Kurultayı'nda Konuştu

Ankara Barosu tarafından düzenlenen XI. Hukuk Kurultayına, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay konuşmacı olarak katıldı. Azade Ay kurultayda gerçekleştirdiği konuşmasında, insan haklarına vurgu yaparak “İnsan haklarını savunma ve koruma görevimizi yerine getireceğimizi Düzce Barosu adına taahhüt ederim” dedi.

40. Baro Başkanları Toplantısı, 11 Ocak 2020 tarihinde TBB Yönetim ve Disiplin Kurulları ile 66 baro başkanının katılımıyla Türkiye Barolar Birliği'nde gerçekleştirildi. Toplantının açılışını TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu yaptı. Sözlerine, ara dönemde yeniden seçilen ve ilk kez seçilen baro başkanlarını tebrik ederek başlayan Feyzioğlu, aşağıdaki konulara ilişkin baro başkanlarına bilgi verdi: Uzlaştırmacıların devlet memuru olmasına ilişkin itirazın yargı kurumları nezdinde dile getirilmesi,   UYAP'ta robot yazılımlarla ilgili yaşanan sorunun çözülmesi,   KVKK'ya ilişkin Noterler Birliği ile vekaletnameler konusunda görüşülmesi,   E-Tebligata ilişkin sorunun çözülmesi,   İcraya ilişkin mal ve alacakların detaylarının görünmesi konusunda yapılan çalışmalar,   1. Yargı Paketi ile istinaf üzerinde pek çok suçta temyiz yolunun açılması ve sonuçları,   Arabuluculuk hakkında yapılan çalışmalar,   CMK Ücret Tarifesi hakkında yapılan çalışmalar,   Aidat borcuna ilişkin provizyon konusu,   Hasar danışmanlık şirketi adıyla ve avukatlığın münhasır alanına ilişkin faaliyet yürüten şirketlerle mücadele konusunda yapılan çalışmalar,   Dava şartı arabuluculukta zorunlu taraf vekilliği konusunda yapılan çalışmalar. Düzce Baro Başkanı Azade Ay'da toplantıda bir konuşma yaptı.Ay " İnsanların bir eşya gibi alım satıma konu olduğu ve her fırsatta aşağılandığı dönemlerde insan haklarının ilk tohumları atılmış,mücadelerle bir kısım haklar kazanılmış,zaman içerisinde ise gelişim ve değişim göstermiş ,yine bu gelişimin etkisi altında devlet veya bireylerden kaynaklanan ihlallere karşı bu hakların korunması gündeme gelmiştir. İnsan hakları ,kavramı ilk ortaya çıkışından itibaren sürekli bir gelişim ve değişim içerisindedir. 2.Dünya savaşı sonrasında Almanya ve İtalyadaki otoriter rejimlerin ürettiği insanlık suçlarına bir tepki olarak ortaya çıkan 1948 tarihli Birleşmiş Milletler insan hakları evrensel beyannamesi ve 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile insan hakları uluslararası hukukun en önemli öznelerinden biri haline gelmiştir. Uluslararası alanda yükselen insan hakları düşüncesi ile birlikte insan haklarını korumaya yönelik sistemlerin oluşturulması ihtiyacı doğmuştur. Bu arada adlarını anmadan geçemeyeceğim ,Lviv de aynı okula gitmiş ,aynı hocalardan ders almış iki değerli hukukçu eş zamanlı olarak gerçekten etkin bir mücadele ile soykırım ve insanlığa karşı suçlar kavramı ile ulusları tanıştırmışlardır. Hersh Lauterpacht ve Rafael Lemkini buradan saygı ile anıyorum. Sorun şu ki ;insan hakları çatısı altında yer alan hakların uygulanma biçimlerinin kültürel farklılıklar gösterdiği gerçeği karşısında ,bu hakların nasıl ve hangi mekanizmalar aracılığı ile korunacağı oldukça önemlidir.Anayasamız ve Taraf olduğumuz Uluslararası sözleşmelerde bu hakların korunması ve gelişiminin sağlanması yönünde devlete ağır yükümlülükler yüklemiştir.Ancak Sivil Toplum Örgütleri , yabancı ülkelerde bulunan eş değer kuruluşlar kadar olmasa da sivil insiyatif alarak bu hakların korunmasına ve gelişimine yönelik çalışmaları ile katkı sağlamaktadır. Avukatlık Kanunun 76.maddesinde kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Barolara ,hukukun üstünlüğü yanında insan haklarını savunma ve koruma yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlüğümüz gereğince biz barolar öncelikle ,kişilerin adalete erişiminin sağlanması,hak arama özgürlüklerini kullanmalarını ,adil yargılanmalarını sağlamak üzere ,öncelikle adli yardım ve cmk hizmetini sunuyoruz. Oldukça düşük ücretler mukabilinde bu hizmetler gönüllü meslektaşlar tarafından verilmeye devam etmektedir.Bu hizmetlerin bu gün sürdürülebilir olması avukatların insan üstü özverilerine , barolarımızın yaptıkları etkin mücadele sayesinde olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca gönülllük esası ile barolarımızda faaliyet gösteren ,kadın ve çocuklar hakları merkezlerimiz ,insan hakları merkezlerimiz aracılığı bu ihlallerin önüne geçilmeye ,mağdurlara hukuksal destek verilmeye çalışılmaktadır. Ancak sorun şu ki Av K. 76 maddesine açıkça barolara insan haklarını savunmak ve korumak yükümlüğü getirilmiş olmasına rağmen ,hak ihlallerine karşı yapılan başvurulara tüm çabalarımıza rağmen taraf olarak barolarımızı Mahkemeler kabul etmemektedir. Düzce özelinde ise sanırım 3 adet cinsel istismar dosyasında ve bir kaç kadına yönelik şiddet dosyasında Düzce Barosunun katılma talebini kabul edildi.Fakat kabul edilmeyen dosyalar yine baromuzun ilgili kurulları tarafından takip edilmektedir. sanırım Av K 76. Maddesini yine,yeniden ve bıkmadan usanmadan anlatmak ve hakkı almak için mücadele etme görevi yine bize düşmektedir. Özellikle 15 Temmuz kalkışmasından sonra açılan soruşturmalarda , soruşturmaların adil ve etkin yürütülebilmesi için ,o tarihlerde çıkan khk lar ile savunma hakkına getirilen kısıtlamalara rağmen , savunma desteği ve avukatlık hizmeti sunan yine barolar olduğuda unutulmamalıdır. Dün olduğu gibi bu günde ve dahi yarında ; ortak paydamız hukukun üstünlüğü olacağı ,her türlü insan hakkı ihlallerinin karşısında ,insan haklarını savunma ve koruma görevimizi yerine getireceğimizi Düzce Barosu adına tahhhüt eder ,saygılar sunarım"dedi
Ankara Barosu tarafından düzenlenen XI. Hukuk Kurultayına, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay konuşmacı olarak katıldı. Azade Ay kurultayda gerçekleştirdiği konuşmasında, insan haklarına vurgu yaparak “İnsan haklarını savunma ve koruma görevimizi yerine getireceğimizi Düzce Barosu adına taahhüt ederim” dedi.

40. Baro Başkanları Toplantısı, 11 Ocak 2020 tarihinde TBB Yönetim ve Disiplin Kurulları ile 66 baro başkanının katılımıyla Türkiye Barolar Birliği'nde gerçekleştirildi.

Toplantının açılışını TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu yaptı. Sözlerine, ara dönemde yeniden seçilen ve ilk kez seçilen baro başkanlarını tebrik ederek başlayan Feyzioğlu, aşağıdaki konulara ilişkin baro başkanlarına bilgi verdi:

  • Uzlaştırmacıların devlet memuru olmasına ilişkin itirazın yargı kurumları nezdinde dile getirilmesi,
     
  • UYAP'ta robot yazılımlarla ilgili yaşanan sorunun çözülmesi,
     
  • KVKK'ya ilişkin Noterler Birliği ile vekaletnameler konusunda görüşülmesi,
     
  • E-Tebligata ilişkin sorunun çözülmesi,
     
  • İcraya ilişkin mal ve alacakların detaylarının görünmesi konusunda yapılan çalışmalar,
     
  • 1. Yargı Paketi ile istinaf üzerinde pek çok suçta temyiz yolunun açılması ve sonuçları,
     
  • Arabuluculuk hakkında yapılan çalışmalar,
     
  • CMK Ücret Tarifesi hakkında yapılan çalışmalar,
     
  • Aidat borcuna ilişkin provizyon konusu,
     
  • Hasar danışmanlık şirketi adıyla ve avukatlığın münhasır alanına ilişkin faaliyet yürüten şirketlerle mücadele konusunda yapılan çalışmalar,
     
  • Dava şartı arabuluculukta zorunlu taraf vekilliği konusunda yapılan çalışmalar.
  • Düzce Baro Başkanı Azade Ay'da toplantıda bir konuşma yaptı.Ay "

İnsanların bir eşya gibi alım satıma konu olduğu ve her fırsatta aşağılandığı dönemlerde insan haklarının ilk tohumları atılmış,mücadelerle bir kısım haklar kazanılmış,zaman içerisinde ise gelişim ve değişim göstermiş ,yine bu gelişimin etkisi altında devlet veya bireylerden kaynaklanan ihlallere karşı bu hakların korunması gündeme gelmiştir. İnsan hakları ,kavramı ilk ortaya çıkışından itibaren sürekli bir gelişim ve değişim içerisindedir.
2.Dünya savaşı sonrasında Almanya ve İtalyadaki otoriter rejimlerin ürettiği insanlık suçlarına bir tepki olarak ortaya çıkan 1948 tarihli Birleşmiş Milletler insan hakları evrensel beyannamesi ve 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile insan hakları uluslararası hukukun en önemli öznelerinden biri haline gelmiştir. Uluslararası alanda yükselen insan hakları düşüncesi ile birlikte insan haklarını korumaya yönelik sistemlerin oluşturulması ihtiyacı doğmuştur.
Bu arada adlarını anmadan geçemeyeceğim ,Lviv de aynı okula gitmiş ,aynı hocalardan ders almış iki değerli hukukçu eş zamanlı olarak gerçekten etkin bir mücadele ile soykırım ve insanlığa karşı suçlar kavramı ile ulusları tanıştırmışlardır. Hersh Lauterpacht ve Rafael Lemkini buradan saygı ile anıyorum.
Sorun şu ki ;insan hakları çatısı altında yer alan hakların uygulanma biçimlerinin kültürel farklılıklar gösterdiği gerçeği karşısında ,bu hakların nasıl ve hangi mekanizmalar aracılığı ile korunacağı oldukça önemlidir.Anayasamız ve Taraf olduğumuz Uluslararası sözleşmelerde bu hakların korunması ve gelişiminin sağlanması yönünde devlete ağır yükümlülükler yüklemiştir.Ancak Sivil Toplum Örgütleri , yabancı ülkelerde bulunan eş değer kuruluşlar kadar olmasa da sivil insiyatif alarak bu hakların korunmasına ve gelişimine yönelik çalışmaları ile katkı sağlamaktadır.
Avukatlık Kanunun 76.maddesinde kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Barolara ,hukukun üstünlüğü yanında insan haklarını savunma ve koruma yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlüğümüz gereğince biz barolar öncelikle ,kişilerin adalete erişiminin sağlanması,hak arama özgürlüklerini kullanmalarını ,adil yargılanmalarını sağlamak üzere ,öncelikle adli yardım ve cmk hizmetini sunuyoruz. Oldukça düşük ücretler mukabilinde bu hizmetler gönüllü meslektaşlar tarafından verilmeye devam etmektedir.Bu hizmetlerin bu gün sürdürülebilir olması avukatların insan üstü özverilerine , barolarımızın yaptıkları etkin mücadele sayesinde olduğu da unutulmamalıdır.
Ayrıca gönülllük esası ile barolarımızda faaliyet gösteren ,kadın ve çocuklar hakları merkezlerimiz ,insan hakları merkezlerimiz aracılığı bu ihlallerin önüne geçilmeye ,mağdurlara hukuksal destek verilmeye çalışılmaktadır.
Ancak sorun şu ki Av K. 76 maddesine açıkça barolara insan haklarını savunmak ve korumak yükümlüğü getirilmiş olmasına rağmen ,hak ihlallerine karşı yapılan başvurulara tüm çabalarımıza rağmen taraf olarak barolarımızı Mahkemeler kabul etmemektedir. Düzce özelinde ise sanırım 3 adet cinsel istismar dosyasında ve bir kaç kadına yönelik şiddet dosyasında Düzce Barosunun katılma talebini kabul edildi.Fakat kabul edilmeyen dosyalar yine baromuzun ilgili kurulları tarafından takip edilmektedir. sanırım Av K 76. Maddesini yine,yeniden ve bıkmadan usanmadan anlatmak ve hakkı almak için mücadele etme görevi yine bize düşmektedir.
Özellikle 15 Temmuz kalkışmasından sonra açılan soruşturmalarda , soruşturmaların adil ve etkin yürütülebilmesi için ,o tarihlerde çıkan khk lar ile savunma hakkına getirilen kısıtlamalara rağmen , savunma desteği ve avukatlık hizmeti sunan yine barolar olduğuda unutulmamalıdır.
Dün olduğu gibi bu günde ve dahi yarında ; ortak paydamız hukukun üstünlüğü olacağı ,her türlü insan hakkı ihlallerinin karşısında ,insan haklarını savunma ve koruma görevimizi yerine getireceğimizi Düzce Barosu adına tahhhüt eder ,saygılar sunarım"dedi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber380.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.