Oldukça soğuk karla kaplı ağır bir sahada hem akıl lazımdı bu oyunda… Hem yürek. Hem sabır lazımdı…Hem istek. Bu berbat zeminde oynamak değil, karla boğuşmak da lazımdı. Sonuna dek topu takip etmek kovalamak ve mücadeleden bir an olsun kopmamak.
Boluspor bunları yaptı. Takdir edilesi konsantrasyonla oynadı. Hem zeminin engellemelerini aştı hem de Şanlıurfaspor engelini. Doğrusu bu ağır zeminde top sürmek, pas yapmak, adam eksiltmek, geri pası vermek, oyuna estetik keyif katmak zaten olanaksızdı. Ya duran toplarla sonuca gidilecekti ya bol bol dış şut denenecekti. Ya savunmadan dönen ikinci toplar değerlendirilecekti. Ya da Hüsamettin’in akıl dolu pasıyla Berk hareketlendirilip rakip takımın bir anlık defans gafleti değerlendirilecekti. Zaten öylede oldu.
Karşılaşmada pozisyon zenginliği de yoktu. Bu koşullarda zaten de olamazdı. Boluspor ve rakip takım da iyi kapanıyordu. Üstelik yüksek topla hücum etme zorunluluğu doğduğu için, savunmacılar o topları da fazla zorlanmadan uzaklaştırıyordu. Her şeye rağmen takımımız rakibine oranla sahada daha diri ve ne yaptığını bilir şekilde göründü. Karla kaplı ağır bir zeminde mücadelesiyle, hırsıyla, inancıyla ve kazanılan galibiyetle gerçekten alkışı hak ederek bu soğuk havada yüreğimizi ısıtıp Sakaryaspor karşılaşması öncesi yüzümüzü güldürmüş oldu