ENGELLERİ KALDIRIYORUZ.
Kim derdi ki köpek balığı bu kadar faydalı: Kim derdi ki; sıkıntılarımız, karşılaştığımız güçlükler aslında düşünüldüğünün aksine bizi güçlendiriyor. Hayatımızı daha renkli, daha hareketli yapıyor ve başarıya ulaştırıyor. Bütün bunlara rağmen aslında düşünülenin tam aksine, rahatlıktan çıkıp sorunlarla baş etmek için uğraşmak bireyleri dinç tutmuyor mu? ve bulunan ortamda mevkide kalınmasını sağlayabiliyor mu.? Öyleyse bu sorulara cevap arayışlarımız ancak Japonların köpekbalıkları üzerinde denemiş oldukları yöntemle mümkün görünüyormuş.
Akvaryumun içerisinde bir köpekbalığı 20 cm' ye kadar büyüyor. Okyanusta ise 2 metreden daha fazla büyüyebiliyormuş. Köpekbalığı bulunduğu çevreye ve ortama rahatlıkla uyum sağlayabiliyorlarmış. Çevremizde çoğu zaman bizi sınırlamak isteyen, küçük düşünen insanlar vardır ve bu yüzden gelişemeyiz. Bulunduğumuz ortamı (işi, çevreyi hatta kenti) değiştirince yaşadığımız büyümeye kendimiz bile inanamıyoruz.
Bütün bunlara rağmen aslında düşünülenin tam aksine, rahatlıktan çıkıp sorunlarla baş etmek için çabalamak insanları dinç tutuyor ve bulunduğunuz ortamda mevkide kalmanızı sağlıyormuş. Moralinizin düştüğü, motivenizin azaldığı anlarda köpekbalığı yöntemini hafızanızdan çıkarmamanızı öneren, benim de okuyunca ufkumu zenginleştiren geniş kitlelere ışık tutabilecek alıntı fakat ders niteliğindeki bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Tabi bu arada köpekbalığının yuttuğu balıkları da ayrıca değerlendirmek gerekiyor. Alıntı yazımızın yutulan değil mücadele eden kısmında yer almanız dileğiyle…
Anlatılana göre: Japonlar bir ada toplumu olarak taze balığı her zaman çok severlermiş. Fakat Japonya sahillerinde, bol balık az bulunduğundan, balıkçılar nüfusu doyurabilmek için daha büyük teknelerle okyanusa açılmaya başlamışlar. Başlangıçta balık tutmak için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha uzun zaman almaya başlamış. Dönüş bir iki günden daha fazla uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktaymış
Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın farkını anlayıp lezzetini hiç sevmemişler. Yaşadığımız sorunlarla boğuşmanın bizi ne kadar dinç tuttuğu, güçlü kıldığını gösteren problemi çözebilmek için balıkçılar, teknelerine soğuk hava deposu yaptırmışlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidebilip tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabilmişler. Ancak Japon halkı, bu defa da taze balıkla donmuş balığın lezzet farkını ayırt etmiş ve bu balıklara çok para ödemek istememişler.
Bunun üzerine, balıkçılar çareyi teknelerine balık akvaryumu yaptırmakta bulmuşlar. Japon halkı bu defa da canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzetinde bir farklılık hissetmişler. Hareketsiz, uyuşmuş bir durumda günlerce yol giden balığın, canlı, diri ve hareketli balığa göre lezzeti çok farklıymış.
Sonunda Japonlar taze ve lezzetli balığı sofralara getirebilecekleri bambaşka bir yol bulmuşlar: Balıkları yine teknedeki akvaryumlarında tutarken içine küçük bir de köpekbalığı atmışlar. Böylece balıkların bir kısmı köpekbalığı tarafından yutulmasına rağmen geride kalanlar son derece taze kalabilmiş. Bu teoriye katılır veya katılmazsınız artık yorum sizin…