31 Mart ta Ypılacak Yerel Seçimler Çok Çekişmeli Geçeceği Belli Oldu,Başkan Adayları Yoğun Bir Çalışma Temposu İçene Girerken,Yanında Bazı Rahatsızlıklarıda Beraberinde Getirmeye Başladı
Demek ki, piyasayı alevlendiren, gürültü çıkmasının en büyük nedeni, ‘Seçim startı’ verilmesiyle birlikte, asılan pankartlar, yapıştırılan afişler, balıkçı megafonları bağlı araçların çıkarttığı cayırtılarmış.
Çevre, görüntü ve ses kirliliği açısından önemli bir karar olduğu anlaşılıyor.
Ancak, siyasi partilerin ‘İttifak’ üzerinde yoğunlaştıkları süre içinde, ortaya çıkartılan dedi-kodu ve fitne fücurlardan da yorulduğumuz bur gerçek.
‘Adaylar belirlensin’ diyorduk, adaylar belirlendi. ‘Meclis adayları belirlensin’ diyorduk, belirlendi. Muhtarlar bile mahalleyi kuşatacak sayıda çıktı ortaya.
Şimdi ‘Aday ve partilerin projeleri çıksın ortaya’ diyoruz ya!
Bu günden itibaren 20 gün kaldı şunun şurasında.
İnanıyorum ki, partiler ve adaylar ‘Saldırı’ silahlarını( Afiş, bildiri, giydirilmiş araçlar, alkışlayacak yandaşlar ve korna çalacak araç sürücüleri) hazırlamıştır.
Uzun zamandır savunduğumuz ‘Devlet yeniden kuruluyor. Toplumsal mutabakat sağlanması için siyasi partilerin bir araya gelmesi, asgari müşterekte birleşmesi şart’ zarureti gerçekleşti. Siyasi partilerin ‘İttifak’ arayışı, neresinden bakarsanız bakın, kendisini tabanda ittirdi
Parlamenter sistemlerde, seçim sonraları oluşan ittifaklar, Başkanlık Sisteminde seçim öncesi oluştu.
Hem de ‘Güneş motel’ tarzı ‘Şikeli’ görüşmelerle değil, açık oturumlarla, demeç ve çalışmalarla…
Kimin aklına gelirdi, kim derdi ki, CHP’nin Akçakoca belediye meclis listesinde 5 tane ülkücü olacak!
Bu birbirlerine olmadık sebeplerle ‘Salvo’ atışlar yapan partilerin tabanlarında bile ilk şaşkınlıklar sonrası, mutlulukla kabul edildi.
Nihayetinde, aynı fırından ekmek alan, aynı caddede karşılaştıkları insanlardı… Nihayetinde, ‘birbirinin külüne muhtaç, komşuları’ idi…
Neresinden bakarsanız bakın, düğün ve cenazeleri için yan yana geldikleri insanlardı…
Bu gün kol kola, siyasi çıkar için seçmen bazında dil döküp, çene yoracaklar, yöre ve ülke için hazırladıkları projelere destek isteyeceklerdi.
Elbette, ortada bir pahalılık var, açlık sınırını zorlayan bir dar gelirlilik var. Elbette ortada uyuşturucu derdi, işsizlik sorunu var…
Ve seçim dolayısıyla bir iktidar-muhalefet kavgası var.
Bu ittifak meselesinin iyi tarafı, iktidar ve muhalefetin yapmadıklarını, yapamadıklarını birlikte tartışmaya açmalarıdır. Elbette, söylemler toplumu kışkırtmak, dikkat çektirmek için çok sert ve maksadı aşan türde…
Parti liderlerinin çok sert üslup kullanmalarının bir nedeni de, görmedikleri, karşılaşmayacakları insanlara karşı seslenmeleridir. Bu açıdan ben, Akçakoca’da politikacıların, çok sert üsluplar kullanacaklarına inanmıyorum.
Zaten karalayıcı, şartları, cümleleri zorlayıcı kelamlar etmeyle puan ya da oy alınacağına inanmıyorum.
İnanıyorum ki, politikacılar, beraberlerinde taşıdıkları goygoycularının tahrik ve teşviklerine kapılmayacak. Ettikleri lafların yarın karşılarına geleceklerine inanacaklardır.
Seçim kazanmak için sarf edilen yüz kızartıcı laflar, bu gün sadece size ait olmakla kalmayacak, gelecek nesillere de taşıp, akraba-ı talükatınızın önüne çıkacaktır.
Seçim kaybetmek pahasına da olsa, yarın Akçakoca mecburiyet caddesinde karşılaşacağınızı unutmamamız dileği ile siyasetçilerimizin tamamına; çevre, görüntü ve ses kirliliğinden kaçırmalarını sevgi ve saygılarımızla hatırlatıyoruz…