Başöğretmen Atatürk’ün birer yansıması olan bizler, övgülerin en güzeline layık olan öğretmenlerin yetiştirdiği bireyleriz. Atatürk’ün Millet Mekteplerinde bizzat tahta başında ders vermesinden sonra kendisine 11 Kasım 1928 yılında Başöğretmen unvanı verilmesine karar verilmiş ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’te Başöğretmenlik sıfatını 24 Kasım 1928 tarihinde kabul etmiştir. İşte bu sebepten dolayıdır ki 1981 yılından beri 24 Kasım günü diğer ülkelerden farklı olarak Öğretmenler Günü olarak ülkemizde kutlanmaktadır.
Emek, özveri ve sabır gösterip geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı gönül rahatlığıyla emanet ettiğimiz öğretmenlerimizle ve eğitimcilerimizle bir gün değil her gün birlikteyiz. Öğretmenlerimizin, geleceğimiz olan çocuklarımızı vatanına, milletine, devletine ve insanlığa faydalı bireyler olarak yetiştirmek amacıyla üstlendikleri misyon ve fedakârlıkları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da en güzel şekilde yerine getireceklerine yürekten inanmaktayız. Gençlerimizin gelişimi ve gelecek kuşaklarda iyi birer birey olmaları için çalışan öğretmenlerimiz yarınlarımızın mimarı öğretmenlerimizin gençlerimizin bu sorumluluk bilinci ile yetiştirildiklerine eminiz. Aydınlık yarınların temeli eğitim, eğitimin temeli de öğretmenlerimizdir.
Şunu da belirtmeliyim ki ülkemizde çok sayıda öğretmen açığı var, ne yazık ki çok sayıda öğretmen adayı da şu anda boşta beklemekte. Öğrencilerinin üzerinde çok emeği geçen bu saygı değer öğretmenlerimizin maaşları da çok düşük gelecek nesilleri yetiştirecek olan öğretmenlerimizin yazık ki gelecekleri pek aydınlık görünmüyor. Neredeyse her meslekte olduğu gibi 100 eğitimcinin 90’ı,kredilerle yaşıyor. Kredi kartları yüzünden kara listeye eklenenlerin sayısı yüzde 152 yükseldi. Eğitimcilerin yüzde 70’si kredi kartları, yüzde 25’i ise ev ve araç kredisi ile borçlandı. Yazık ki ders bittikten sonra ek gelir elde etmek için birçoğu pazarlarda satış yaparak ev ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyor. Evet; Geleceğimizi, evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin durumu bu… Sabah ders başı yapan bir öğretmenin, aklı evini nasıl geçindireceğine takıldıysa, bu eğitimden ne bekleyebiliriz! Acaba? Atatürk’ün konuyla ilgili çok kısa bir hikâyesini yazmak isterim, sizlere. Vekil maaşları hazırlanırken Atatürk’e sormuşlar vekillerin maaşları ne kadar olsun diye. Atatürk’ün cevabı da “Öğretmenlerin maaşlarını geçmesin “ olmuştur. Buradan da Atatürk’ün öğretmenlere verdiği değeri anlayabiliyoruz. “Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözü ile ülkenin geleceğini gençlere emanet ederken anahtarını da öğretmenlere vermiştir. Kutsal bir meslek olan öğretmenlerimize şükranlarımızı ne kadar sunsak azdır. Bu sebepledir ki öğretmenlik mesleği sadece yurdumuzda değil tüm Dünya’da en değerli ve en saygın mesleklerden birisidir. Onlara hak ettikleri değeri verirsek bizleri aydınlatmaya, yol pusulamız olmaya devam edeceklerdir. Bizlere kalem tutmayı öğreten saygı değer
Öğretmenlerimizin bu özel günlerini kutlar, her birine sağlık, mutluluk, başarı ve geleceğe umutla bakan güzel günler dilerim.
Güldane KAYA KAÇAR
UTEF Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu Genel Başkanı,
Leman Gebizli Umutışığı Derneği Kurucu Başkanı