İnsan ak saçlarıyla değil yıllar geçtikçe artan tecrübesiyle yazar kitapları, isteyerek ya da istemeden geliyoruz, bu dünya’ ya hayatta bizleri nelerin beklediğini bilmeden. Elbette her bebek Ana Babalarımızın göz bebeği olarak büyüyüp gelişiyor, toplum içerisinde bireyler oluyoruz. İlk adımlarımız, ilk oyunlarımız, ilkokulumuz, öğrencilik yıllarımız, gençliğimiz, iş hayatımız, evlilik hayatımız derken yıllar akıp geçiyor… Biz insanoğlu hayatımızı, kaderimizi aslında kendimiz belirliyoruz. Yaşlılarımız için Mustafa Kemal Atatürk ne güzel demiş; “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, O milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte son derece güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur’’. Unutmayalım ki, hiç birimiz olduğumuz yerde saymayacak, elbet bir gün hepimiz yaşlanacağız. Bu bağlamda yaşlılarımıza, büyüklerimize sevgi ve saygıda kusur etmeyerek onların geçmiş tecrübe bilgi ve göreneklerinden hepimiz faydalanmalıyız. “Yaşlılarımız, tecrübeleriyle geleceğimize ışık tutan, dün ile bugünümüz arasında köprü kuran, kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi gelecek nesillere taşımamızı sağlayan en kıymetli varlıklarımızdır. Geçmişte yaşama etkin biçimde katılarak, bugünlere gelmemizde önemli rol oynayan yaşlılarımıza sahip çıkmak, kimseye muhtaç olmadan mutlu bir yaşlılık dönemi geçirmelerini sağlamak, gereksinim duyduklarında destek vermek ve yardım eli uzatmak, gelecek kuşaklara da aktarmamız gereken köklü geleneklerimizdir. Bizim geleneklerimizde yaşlılara hürmet, sevgi, saygı, hizmet vardır. Bu geleneğin sürdürülmesi hem aile bağlarımızın, hem de toplumsal dokumuzun korunması bakımından hayati bir önem taşımaktadır. Unutmayalım ki, yaşlı insanlarımız, milletimizin hafızasıdır. Onlar bizim dünümüzle bugünümüz arasında bir köprüdür. Unutmayın ki, bir gün hepimiz yaşlanacak, yaş alacağız. Sadece bu gün değil, her gün yaşlılarımızı hatırlamalı ve gelecek nesillere bu bilinci aşılamalıyız. Yaşlılık dönemi şefkat gerektirmektedir; bu aynı zamanda bir minnet borcudur. Bizleri bugünlere getiren yaşlılarımızı her zaman hatırlamayı, bugünlerimizi onlara borçlu olduğumuzu ve yarının yaşlı adayları olduğumuzu unutmamalıyız. Kıymetli büyüklerimizin yaşama sevinçlerini kaybetmeden, sağlıkla huzur içinde yaşamalarına katkı sağlamak, hayatlarını kolaylaştırmak hepimizin sosyal sorumluluğudur. Bu duygularla UTEF Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı, Leman Gebizli Umutışığı Dernek Başkanı ve Okusev Vakfı Akdeniz Bölge Başkanı Olarak tüm büyüklerimizin “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutluyor, yaşam sevinçlerinin hiç kaybolmadığı sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyor, sevgi ve saygılarımla ellerinden öpüyorum.”