Bugün neyimiz varsa, eğer bağımsız bir ülke kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, ülkemizi Batı'nın, vicdanımızı ve düşüncelerimizi Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferine borçluyuz. Büyük Taarruz, silahta ve parada tüm yoksulluğa rağmen yürekle, bilekte akılda zenginlikle zafere ulaşılmıştır. Bu vatan için ödenen bedeller ne yazık ki zaman zaman unutuluyor. Kanımızla, canımızla kazandığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı ve diğer milli bayramlar; bugünümüze damga vuran, geçmişimizle duyduğumuz gururdur, sevinçtir, renktir, cümbüştür, eğlencedir, mutluluktur.
Bu vatan uğrunda hayatını veren şehitlere duyulan minnettir.
Bu yüzden gözyaşıdır bayram!
Sokaklarda atılan zafer çığlığıdır, marştır haykıra haykıra söylenen!
Geçmişe duyulan minnet, geleceğe duyulan güvendir.
Öyle bir savaş yaşandı ki, öyle bir zafer kazanıldı ki, Türk milleti tek yürek olarak yedi düvele karşı savaştı. Namusundan, şerefinden, benliğinden, bağımsız ve hür yaşamaktan asla taviz vermedi.
Önce Atatürk inandı. Sonra bir millet inandı. Zafer işte o zaman kazanıldı. Türk milletini zafere taşıyan 30 Ağustos ruhunu, heyecanını bizlere yaşatan tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyoruz.