Bu güne kadar her sezonu temiz bir sayfa açarak, gelen Başkanların büyük umutlarıyla hayal dünyamızda gezintiye çıkartıldık. Sonuçta avutulduk, boş sözlerle kandırıldık ve TFF birinci liginin gediklisi haline bile düştük. Yeni bir sezon yeni filizlenmiş umuttur dedik, lige iyi de başladık ama ne olduysa oldu, mehter takımı gibi bir ileri iki geri attığımız adımlarla ne arpa boyu bir yol nede hedeflerimize ulaşabildik. Lig uzun bir maratondur bu köprünün altından çok sular akacak dedik, aktı akmasına ama bu süre zarfında galibiyeti unutup beraberliklere bile sevinir olduk. Bizim ligde ki istikrarsızlığımız üst sıralarda ki takımlarında şekillenmesine neden olurken, nefesini ensemizde htiğimiz takımlar ise bir çıkış yakalayıp, almış oldukları seri galibiyetlerle play-Off ‘a ortak olma savaşı içersinde yer aldılar. Biz ise kötü gidişatın faturasını birkaç futbolcu ile Sait hocaya hemen kesiverdik. Yeni bir hoca yeni bir kan değişimidir dedik, ama bu ligin yabancısı bir hocayla yola çıkıp, maceraya yelken açarak bu durumlara geldik. Neredeyse galibiyete hasret son dakika fobisini alışkanlık haline getirerek, rakiplerimize hedeflenen bu yolda puanları altın bir tepside ikram eder içersinde olduk. Bu nasıl bir taktik ve nasıl bir oyun anlayışıdır, daha karşılaşmanın başında rakibin serbest atışında kaleciliğe özenen bir futbolcu, attığı gole bile sevinmeden yoksun, fakat gözlük hareketi yapmayı iyi bilen ve sahada maçı beyninde bitirip şuursuzca koşan ruhsuzlar ordusu… Buna karşılık özveri gösterip pes etmeyen Kaleci Gökhan ve birkaç iyi adam. Kısacası rakiplerimiz artık aramızda ki puan farkını açmış, İlk iki ve ilk altıda yer alacak takımlar yavaş, yavaş şekillenmeye başlamıştır. Yani üzülerek söylemek gerekirse Boluspor’un oynamış olduğu oyun ve bazı futbolcuları göz önüne alırsak lig için giden gitmiş, bitmiştir. Kalan maçlarımıza baktığımızda ise dişli rakipler bizi bekliyor. Kendi sahamızda oynayacağımız iki maç haricinde karamsarlığa hiç gerek yok.(!) Hani derler ya iyi ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta diye, bizler bu sadakat yeminini Boluspor’lu olmakla zaten etmişiz, buna bağlıyız. Bunu da kimse sorgulayamaz. Varsın yirmi yedi yıllık Süper lig özlemi içimizi yaksın kavursun, ateşler içinde yanalım ama elbet bir gün önümüzdeki engelleri aşıp mutlu sona ulaşacağız…