‘’26 Haziran Uluslararası Uyuşturucuyla mücadele günü’’; Eroin batağına düşmüş birinin yürek paralayan çığlığını paylaşacağım sizlerle, ama öncelikle bu korkulu rüyadan evlatlarımızı korumamız çok çok dikkatli olmamız gerekiyor? Ne yazık ki gözünü para bürümüş birileri ne gençlik dinliyor, ne gelecek, din iman hak getire! Son yıllarda Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaşı düştükçe düştü. İlkokul seviyelerine kadar indi. Uyuşturucu simsarlarının Okul önlerinde, Kantinlerde, Sokak aralarında, çarşıda pazarda, oyun parklarında isteyen istediği gibi bulup alabiliyor. 10 Lira’ 20 Lira’ ya…
Bir yerde okumuştum dikkatli bir anne Çocuğunu okula bırakırken kızının ısrarla aynı simitçiden simit istemesi üzerine kuşkulanıyor. Yapılan incelemeler sonucunda satılan simitin içerisinde bağımlılık yapan maddeye rastlanıyor. Bütün velilerimizin, Anne, babalarımızın bu anne gibi dikkatli olması gerekiyor. Bakın şimdi size şahit olduğumuz gerçek bir olayı aktarmak istiyorum. Dinlerken, yüreğim üşümüş, kalbim titremiş gözyaşlarımı tutamamıştım. Ve onun çığlıkları karşısında arkadaşımıza kızmak aşağılamak değil arkadaşımıza elimizden geldiğince yardım ederek hayata topluma tekrar kazandırmak için mücadele edeceğimize söz verdik. Zaman aldı ama başardık. İşte hikâyemiz Temsili ismi X olan normal zamanlarda son derece sakin, aklı başında, olgun yurtdışında güzel kaliteli bir eğitim almış. Varlıklı bir ailenin tek çocuğu olan bu arkadaşımız ailenin tasvip etmediği bir evlilik yapmış. Eşi de Yurtdışında olan çift zamanla Türkiye’ye yerleşme kararı alarak valizlerini toplayıp Türkiye’ye geliyorlar. Eşinin bağımlı olduğunu zamanla anlayan arkadaşımız, kendisini kurtarmak istese de uyuşturucu batağının içerisinde buluyor. Kendisini zamanla kendisi de bağımlı hale gelen arkadaşımız, evi, arabayı satıyor. Eşi ve kendisi işsiz kalıyor. Aile AMATEM’e yatırarak rehabilite ettirerek kurtarma yoluna gidiyor, kızlarını fakat gel gelelim bu arkadaşlar tedaviyi reddediyorlar. Kendilerine uyuşturucu almaları lazım para yok, iş yok fakat o maddeyi kullanmaları gerekiyor. Çünkü vücutları istiyor. Krize giriyorlar. Bu arkadaşımız ne yazık ki kendi bedenini satarak eşine ve kendisine madde temininde bulunuyor. Zaman ilerledikçe bu dostumuz, ağır işkencelere maruz kalıyor. Yeri geliyor hırsızlık yapmaya başlıyor. Krizi geçip kendisine geldiği anlarda yaptıklarından utanıp bu illetten kurtulmaya karar verdiği bir gün bizim kapımıza gelerek kendisine yardımcı olmamız konusunu “UTEF”Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu Genel Başkanımız Mete Kaçar ve bana yalvarıyor. Tüm hayat hikâyesini oracıkta bizlere anlatırken beni kurtarın, ailem olun, elimden tutun, size güveniyor, bu hayattan kurtulmak istiyorum diyor. Bizler de Hastane’ ye, ardından AMATEM’e yatırarak kendisini yaklaşık bir yıl tedavi ettirdik. Eşi uyuşturucu temin etmek ve satmak suçundan hapis cezası aldı. Daha sonra arkadaşımız ve eşi bağımlılıktan kurtuldular. Eşi tekrar yurtdışına dönen arkadaşımız kendisine yeni bir hayat kurarak başarılı bir iş kadını oldu. Alkol ve maddelerden uzak mütevazı bir hayat yaşarken, bizler de bir insanı hayata bağlamanın huzurunu yaşıyoruz.
Allah hiç kimseyi bu illete düşürmesin. Hiçbir zaman Alkol, sigara bizim dostumuz değildir.