Son yıllarda artan inşaat sektörü, Akçakoca'da bir furya haline geldi. İlçe merkezi adeta beton yığınına döndü. Herkes arsasını ya da eski evini yıkarak yerine çok katlı binalar yapıyor. Kendileri yapamayanlar da bu yerlerini müteahhitlere vererek yarı yarıya daire sahibi oluyorlar. Yapılan inşaatlerin büyük bir bölümü imara uygun yapılmadığından, çarpık bir kentleşme, estetikten uzak bir şehir meydana geliyor.. Kent planlamasının çok zayıf olduğu, çarpık yapılaşmanın en “çarpıcı” örneklerinin gözlemlendiği Akçakoca, Tarım ve Turızm alanlarını bir bir kaybederken, geleceğe dönük şehir planlamasındaki yanlışlıklar nedeniyle adeta betondan bir şehir haline dönüyor.
Son 10 yılda ciddi biçimde doğal doku tahribatının yaşandığı Akçakoca’da , betonlaşma yarışı ile birlikte doğal güzelliklerinden birer birer uzaklaşırken ilçe merkezi adeta beton yığınına döndü.
BETONLAŞMA YARIŞININ NEREYE VARACAĞI MERAK EDİLİYOR
Yeni konut alanlarına fazla ihtiyaç yokken sürekli olarak doğal doku tahribatının yaşandığı ilçede, az sayıda bulunan tarım alanları da betonlaşma tehditliyle karşı karşıya. Akçakoca ilçesinin son 10 yılda ciddi biçimde yaşamsal değerlerinden uzaklaşması vatandaşları tedirgin ederken, betonlaşma yarışının nereye varacağı merak ediliyor.
TARIM VE TURİZM YOK OLUYOR
Akçakoca “Beton şehir” haline gelmesi en çok tarım sektörünü olumsuz etkilerken, ekolojik dengenin sekteye uğradığı, su kaynaklarının hızla tükendiği, tarımın S.O.S verdiği bu ilçede vatandaşlar ise gelecek adına kaygılı.
Akçakoca’nın var olan doğal güzelliklerinin yok edilmemesini isteyen vatandaşlar: “İlçemiz artık doğal dokudan hızla uzaklaşıyor. Hızlı betonlaşma ile birlikte hava kirliliği tehditti dayanılmaz boyuta gelecek. Yeşil alanlar bir çırpıda yok ediliyor. Tarım zaten yok edildi. Bu gidişle çevreci bir planlamayı ve proje bütünlüğünü düşünen yok. Akçakoca’yı düşünen yok” dediler.
Çağımızın en belirgin özelliklerinden biri olan kentleşme olanca hızıyla devam ederken bu hızın ivmesine paralel olarak malesef betonlaşma süreci de beraberinde gelmektedir. Kentleşmenin onca yoğun, rutin ve homojen yapısına rağmen hala kent yöneticileri yapılaşma eğilimleri ve imar politikaları açısından gafletten uyanamamaktalar.Özellikle konut alanlarının çok yüksek katlı binalarla ve bitişik nizam planlanması, yapılarda da sop soğuk düz duvarlı beton ögelerinin kullanılması sanallaşan, sanallaştıkça hormonlaşan ve homojenleşen kütleleri ve bu kütleler içinde robotlaşmış kitleleri doğurmaktadır.
İster TOKİ konutları olsun, ister özel sektör kuruluşları ve mühendislik şirketlerinin konutları olsun bu günkü kentsel dönüşüm kapsamında ortaya koydukları ürünler, mimari tasarımlar inanılmaz eblehlik örneğidir. Alt yapısı hazır olmayan ilçede devamlı beton yığına çevirmek gelecek kuşakların bizlere lanet okuyacağı kesin.Kibrit kutusu evlerde ve bu kibrit kutusu evlerinin çekmece gibi balkonlarında yaşayan insanlar her gün betonlara baktıkça katılaşan, tekdüzeleşen hayatlarına eminim lanet okuyacaktır