Düzce’nin Turizme açılan kapısı Akçakoca "otopark mezarlığına" dönüştü. En büyük sorun haline gelen otopark, trafiği de içinden çıkılamaz hale getirdi. Araçların park yasağına uymaması, gerçekten önlenemiyor mu, yoksa önlenmek istenmiyor mu? Toplu taşıma araçlarına ait duraklar, kaldırımlar, cadde ve sokaklar otoparka dönüşmüş durumda. Kaldırımda, yol kenarında taksi durağının ne işi var? Acaba böyle bir görüntü dünyanın hangi turizm kentinde var? Özellikle trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokaklardaki durak ve yol kenarları özel araçların otoparkı haline gelmiş. Bu yüzden çoğu zaman trafik tıkanıyor, toplu taşıma araçları duraklara yanaşmakta zorluk çekiyor.
Peki, neden park yasağının önüne geçilemiyor? Çünkü Mobese sistemine geçildikten sonra sahada görev yapan trafik polisi sayısında büyük oranda azalma oldu. Hatta trafiğin en yoğun olduğu saatlerde, trafik polisine rastlamak mümkün değil. Bu durumu gören sürücüler, başta park yasağı olmak üzere birçok kuralı ihlal etmekte en küçük bir tereddüt göstermiyorlar.
Eskiden kavşaklarda, caddelerde, köşe başlarında düdük çalan trafik polisleri vardı. Şimdi o sahada görev yapan trafik ekiplerini doğrusu mumla arıyoruz. Yeterli denetim olmayınca, Akçakoca’da park yasağının da önüne geçilemiyor. Yanlış park ve park yasağı öyle bir hal almış ki, sormayın gitsin.Sadece duraklar değil, tüm yol kenarları otoparka dönüşmüş durumda. Bakıldığında, Akçakoca tam anlamıyla "otopark mezarlığı" görünümünde… Akçakoca'yı otopark mezarlığından kurtaracak tek çözüm, kentin muhtelif bölgelerine çok katlı otoparklar yapılması ve denetimin sürekli hale getirilmesi. Acaba Akçakoca’yı yönetenler, kentin bu görünümünden hiç mi rahatsız olmuyorlar? Akçakoca'da park yasağına neden uyulmuyor? Neden yeterli denetim yapılmıyor? Denetimin yapılmasını engelleyen bir neden mi var? Doğrusu Akçakoca'da bu soruların cevabını hala bulabilmiş değiliz!